Ticari Sırların Korunması

Aralık 2020 Hazel Coşkun Baylan
% 0

Ticari sırlar, sahibine ekonomik fayda sağlayan, toplum tarafından bilinmeyen ve sır olarak saklanması için önlem alınan gizli bilgilerdir. Gizli bilgi, bir formül, algoritma, yöntem veya tasarım olabileceği gibi satış stratejileri ya da müşteri verileri de olabilir. Ticari sır koruması, gizli bilgilerin içeriği kamuya açıklanmaksızın, süresiz olarak korunmasını sağlar. Bu sebeple, tescile tabi, dolayısıyla içeriği kamuya açıklanan patent hakkının 20 yıl süre ile sağladığı korumaya bir alternatif oluşturur. Bu makalede Türk hukukunda ticari sır korumasının kapsamı ve şirketlerin ticari sırlarını korumak için uygulayabileceği çözümler incelenir.

Ticari Sırrın Tanımı

Türk kanunlarında ticari sırlara ilişkin genel bir tanım bulunmamaktadır. Bu makalenin devamında inceleneceği gibi bazı özel kanunlarda ticari sırlara ilişkin hükümler yer almakla birlikte, bu kanunlar belirli sektörler özelinde hazırlanan düzenlemelerdir. Bu sebeple, ticari sır kavramını daha iyi irdeleyebilmek adına Fikir Mülkiyeti Haklarının Ticari Niteliklerine İlişkin Anlaşma (“TRIPS”) ve Yargıtay kararları incelenmelidir.

TRIPS, Dünya Ticaret Örgütü’ne üye devletler tarafından akdedilmiş fikri mülkiyet haklarına ilişkin uluslararası bir sözleşmedir. Türkiye Cumhuriyeti de TRIPS’e taraf ülkelerden biridir. TRIPS madde 39(2)’de ticari sırlar aşağıdaki şekilde tanımlanır:

  • Bir bütün olarak veya unsurlarının kesin konfigürasyonunda veya grubunda, normal olarak söz konusu türde bilgilerle uğraşan çevrelerdeki şahıslarca genelde bilinmeyen veya bu şahısların kolaylıkla elde edemeyeceği anlamında gizli olan bilgiler,
  • Gizli olduğu için ticari değeri olan bilgiler, ve
  • Yasal olarak bu bilgileri kontrol eden şahıs tarafından, gizli kalması için, ilgili koşullar altında makul önlemler alınmış olan bilgiler.

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi ise, 21.10.2019 tarihli ve 2016/6958 E., 2019/4349 K. sayılı kararında ticari sırrı şu şekilde tanımlar:

Ticari sır; gerçek ya da tüzel kişi tacire, rakiplerine karşı ekonomik anlamda menfaat sağlayan, sır olarak saklanan ve gizli kalması için gerekli önlemlerin sahibi tarafından alındığı bilgi olarak tanımlanır. Yine haksız rekabet ilkeleri de göz önünde bulundurularak bir başka tanım olarak ticari sır; “Tacirin ticari faaliyetleri esnasında kullandığı, aynı olanağa sahip olmayan veya kullanamayan rakiplerine karşı kendisi için avantaj teşkil eden herhangi bir formül, düzen, model vs. toplam bilgiler şeklinde” tanımlanabilir.”

Yukarıdaki bilgilerin ışığında, ticari gizli bilginin ticari sır olarak kabul edilebilmesi için belirli kriterlerin varlığının arandığı sonucuna varılır. Bu kriterler, (i) gizli bilginin kamu veya ilgili iş çevreleri tarafından bilinmemesi veya kolayca ulaşılamaması, (ii) gizli bilginin gizli tutulması sebebiyle ekonomik bir değerinin olması, (iii) gizli bilginin gizli tutulması için makul önlemlerin alınmış olmasıdır. Buna göre, gizli bilgilerin ticari sır kabul edilebilmesi için kamu tarafından bilinmemeleri ve gizli tutulması nedeniyle ekonomik menfaat yaratmaları yeterli olmayıp bu bilgilerin gizli tutulması için ticari sır sahibi tarafından gerekli önlemlerin alınmış olması da şarttır. Coca-Cola, ticari bilgilerin gizli tutulması için gerekli önlemlerin alınmasına güzel bir örnek teşkil eder. Coca-Cola’nın kıdemli başkan yardımcısı ve hukuk müşaviri bir davada verdikleri tanık ifadelerinde, Coca-Cola’nın gizli formülünün yazılı metninin Atlanta Trust Company Bankası’nda bulunan bir kasada saklandığını, bu kasanın ancak şirket Yönetim Kurulu’nun alacağı bir karar ile açılabileceğini, şirkette herhangi bir zamanda aynı anda sadece iki kişinin formülü bildiğini ve sadece bu iki kişinin formülün fiili hazırlık aşamasını denetleyebildiğini belirtmişlerdir[1].

Ticari Sırların Korunmasına İlişkin Hukuki Rejim

Türk hukukunda ticari sırların korunmasını düzenleyen özel bir kanun bulunmamaktadır. Ticari sırlar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) haksız rekabet hükümleri veya Bankacılık Kanunu, Elektronik Haberleşme Kanunu gibi özel kanunlar kapsamında korunur.

Haksız Rekabet Hükümleri

TTK kapsamında ticari sırlar haksız rekabet hükümleri çerçevesinde korunur. TTK madde 54’e göre, “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır”. Yalın bir ifade ile haksız rekabet, ticari rekabetin, dürüstlük kurallarına aykırı olan davranış ve başkaca suretlerle her türlü kötüye kullanılması olarak tanımlanabilir[2]. Haksız rekabetin mevcut olması için, taraflar arasında rekabet ilişkisinin mevcudiyeti, failin yarar sağlamış olması, failin kusurlu olması ve haksız rekabete uğrayanın zarar görmüş olması gerekli değildir[3].

TTK madde 55 haksız rekabet teşkil eden eylemleri sınırlı sayıda olmayacak şekilde örneklendirir. TTK madde 55/1(b)(3)’e göre, “İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yönelterek sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek” eylemi haksız rekabet oluşturur. Örneğin, işletmede çalışan bir görevlinin işini yerine getirmek için öğrenmiş olduğu bilgileri üçüncü kişilere para karşılığında açıklaması halinde, sırrı öğrenen kişi TTK madde 55/1(b)(3) hükmü uyarınca haksız rekabet eylemini gerçekleştirmiş olur[4].

TTK madde 55/1(d) uyarınca ise, “Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.” Buna göre, hukuka aykırı olarak elde ettiği ticari sırları değerlendiren veya başkalarına aktaran kişi ile hukuka uygun olarak elde ettiği ticari sırları hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi haksız rekabet fiilini gerçekleştirmiş olup, ticari sırların ihlalinden ekonomik kazanç sağlanıp sağlanmamasının bir önemi bulunmaz[5].

Özel Düzenlemeler

Türk hukukunda çeşitli kanunlarda ticari sır korumasına ilişkin özel düzenlemeler yer alır. Örneğin, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu madde 6/1(h) uyarınca, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, işletmecilerin ticari sırları ile yatırım ve iş planlarının gizliliğini korumak ve bunları adli makamların talepleri dışında muhafaza etmekle yükümlüdür. Benzer şekilde, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun madde 25/4’e göre, “Rekabet Kurulu üyeleri ve personeli Rekabet Kurumu ile ilgili gizlilik taşıyan bilgileri ve bu kanunun uygulanması sırasında öğrendikleri teşebbüs ve teşebbüs birliklerinin ticari sırlarını görevden ayrılmış olsalar dahi ifşa edemezler, kendilerinin ve başkalarının menfaatine kullanamazlar”.

Öte yandan, 25.10.2011 tarihinden beri Adalet Komisyonu’nun önünde olan ancak bugüne kadar kanunlaşmamış Ticari Sır, Banka Sırrı ve Müşteri Sırrı Hakkında Kanun Tasarısı adlı bir kanun tasarısı vardır. Bu tasarıda ticari sır, “bir ticarî işletme veya şirketin faaliyet alanı ile ilgili yalnızca belirli sayıdaki mensupları ve diğer görevlileri tarafından bilinen, elde edilebilen, özellikle rakipleri tarafından öğrenilmesi halinde zarar görme ihtimali bulunan ve üçüncü kişilere ve kamuya açıklanmaması gereken, işletme ve şirketin ekonomik hayattaki başarı ve verimliliği için büyük önemi bulunan; iç kuruluş yapısı ve organizasyonu, malî, iktisadî, kredi ve nakit durumu, araştırma ve geliştirme çalışmaları, faaliyet stratejisi, hammadde kaynakları, imalatının teknik özellikleri, fiyatlandırma politikaları, pazarlama taktikleri ve masrafları, pazar payları, toptancı ve perakendeci müşteri potansiyeli ve ağları, izne tâbi veya tâbi olmayan sözleşme bağlantılarına ilişkin veya bu gibi bilgi ve belgeleri” olarak tanımlanır.

Cezai Yaptırımlar

Ticari sırların ihlalinin cezai yaptırımı ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 239’da düzenlenir. Buna göre, “Sıfat ve görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikayet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır”. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında düzenlendiği üzere, bu sırların, Türkiye’de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına açıklanması halinde, faile verilecek ceza üçte biri oranında arttırılır ve şikayet koşulu aranmaz.

Ticari Sırların İhlalini Engellemek için Çözümler

Her ne kadar TBK 396/4 hükmü ile işçilere işverenlerin ticari sırlarını saklama yükümlülüğü getirilmiş olsa da, uygulamada ticari sırların çoğunlukla eski çalışanlar tarafından hukuka aykırı olarak ifşa edildiği görülür. Bu sebeple, iş sözleşmeleri hazırlanırken kapsamlı bir gizlilik yükümlülüğüne yer verilmesi işçinin bu yükümlülüğünü kavramasını sağlayarak yükümlülüğü ihlal etmesi riskini azaltacaktır. Gizlilik yükümlülüğünün yanı sıra iş sözleşmelerine eklenecek rekabet yasağı da, çalışanların eski işverenlerinin ticari sırlarını hukuka aykırı olarak kendi yararlarına kullanmalarını engelleyecektir. İş sözleşmelerine eklenecek rekabet yasağının kapsamı belirlenirken Yargıtay içtihadı ile belirlenen geçerlilik kriterleri mutlaka dikkate alınmalıdır, aksi halde bir uyuşmazlık halinde mahkeme rekabet yasağının geçersizliğine veya kapsamının daraltılmasına hükmedebilir.

İş ilişkilerinin yanı sıra ticari sözleşmeler kapsamında da taraflar birbirlerine ticari sırlarını ifşa ederler. Ticari sırlar, işbirliği veya franchise sözleşmesi gibi oldukça fazla ticari sırrın ifşa edilmesi gereken sözleşmeler kapsamında ifşa edilebileceği gibi daha az ticari sırrın ifşa edildiği tedarik sözleşmeleri kapsamında da ifşa edilebilir. Bu sebeple, ticari sözleşmelerde de ticari sırların korunmasına ilişkin geniş kapsamlı gizlilik yükümlülüklerinin varlığı oldukça önemlidir. Sözleşmelere eklenecek gizlilik hükümleri hazırlanırken, ilk dikkat edilmesi gereken husus ticari sır tanımının kapsamının geniş tutulmasıdır. Sözleşmede düzenlenen gizlilik yükümlülüğünün tarafların çalışanları, temsilcileri ve danışmanları bakımından da geçerli olacağı, gizli bilginin tarafların çalışanlara “bilmesi gereken” prensibi uyarınca aktarılacağı ve aktarılan her bir çalışan, temsilci veya danışmandan gizlilik taahhütnamesi alınacağı gibi hükümler eklenebilir.

Ticari Sırların İhlali Halinde Başvurulabilecek Kanun Yolları

TTK madde 56’ya göre, “haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşan kimse” aşağıdaki davaları açabilir.

Tespit Davası: Ticari sırların korunması yükümlülüğünün ihlal edilip edilmediğinin tespiti için tespit davası açılabilir.

Haksız Rekabetin Men’i Davası: Ticari sırların hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi halinde, bu ihlalin önlenmesi için haksız rekabetin men’i davası açılabilir.

Haksız Rekabet Sonucu Doğan Maddi Durumun Ortadan Kaldırılması DavasıTicari sırların hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi sonucu oluşan maddi bir durumun varlığı söz konusu ise, bu maddi durumun ortadan kaldırılması ve tecavüzün önlenmesi kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araç ve malların imhasının talep edilebileceği bir dava açılabilir.

Maddi Tazminat DavasıTicari sırlarının ihlal edilmesinden zarar gören kişi, bu zararının giderilmesi için tazminat davası açabilir. Maddi tazminat davasının açılabilmesi için gerekli şartlar, ticari sırları ihlal eden kişinin kusurunun ve ticari sırları ihlal edilen kişinin zararının varlığıdır.

Manevi Tazminat Davası: TBK madde 58’de öngörülen şartların varlığı halinde, ticari sırları hukuka aykırı olarak açıklanan kişi manevi tazminat davası da açabilir.

TTK m. 60’ta yukarıda belirtilen haksız rekabet davalarının zamanaşımı süreleri belirlenir. Buna göre, ticari sırları ihlal edilen kişi ihlali öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halükarda ihlalin gerçekleşmesinden itibaren üç yıl içerisinde haksız rekabet davalarını açabilir.

Sonuç

Türk kanunlarında ticari sırlara ilişkin genel bir tanım bulunmamakla birlikte, TRIPS ve Yargıtay kararları doğrultusunda, ticari sırlar, (i) kamu ve ilgili iş çevreleri tarafından bilinmeyen veya kolayca ulaşılamayan, (ii) gizli tutulması sebebiyle ekonomik bir değere sahip olan, ve (iii) gizli tutulması için makul önlemler alınan ticari bilgilerdir. Ticari sırlar, özel kanunlarda yer alan birtakım düzenlemelerin haricinde, haksız rekabet hükümleri çerçevesinde korunur. TTK madde 54 uyarınca, rakipler arasında veya müşteriler ile tedarikçiler arasındaki iş ilişkilerini etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranışlar haksız ve hukuka aykırı kabul edilir. Ticari sırların hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi haksız rekabet teşkil eden eylemlerden biri olarak TTK madde 55’te düzenlenir. Ticari sırların ihlalinin önüne geçebilmek amacıyla, iş sözleşmeleri ve ticari sözleşmelere, geniş kapsamlı gizlilik yükümlülükleri, rekabet yasağı, tersine mühendislik yapılmasını engelleyen düzenlemeler ile ticari sırların “bilmesi gereken” prensibine uygun olarak ifşa edilmesine ve ifşa edilen her kişiden gizlilik taahhütnamesi alınmasına ilişkin hükümler eklenebilir. Ticari sırların ihlal edilmesi halinde ise, Türk mahkemelerinde tespit davası, haksız rekabetin men’i davası, haksız rekabet sonucu doğan maddi durumun ortadan kaldırılması davası açılabileceği gibi şartların mevcut olması halinde maddi ve manevi tazminat talebinde de bulunulabilir.

[1] World Intellectual Property Organization, Module 4, Trade Secrets, s. 6, https://www.wipo.int/export/sites/www/sme/en/documents/pdf/ip_panorama_4_learning_points.pdf (Erişim tarihi: 15.12.2020).

[2] Ballı, Mehmet“Türk Ticaret Kanunu’na Göre Haksız Rekabet Kavramı ve Unsurları,” Gümrük ve Ticaret Dergisi, No. 5, 2015, p. 65. (Poyraz, Ercan, Ticaret Hukuku, 2011, s. 111), https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1020189 (Erişim tarihi: 15.12.2020).

[3] Nomer Ertan, Füsun: Yürürlüğünün 7. Yılında ve Yargıtay Kararları Işığında Türk Ticaret Kanunu Sempozyumu III, Haksız Rekabet, On İki Levha Yayıncılık, Ocak, 2020, s. 22.

[4] Bağrıaçık, Safiye Nur: Üretim ve İş Sırlarının Korunması. On İki Levha Yayıncılık, Aralık, 2017, s. 109, https://www.lexpera.com.tr/literatur/kitaplar/1-turk-ticaret-kanunu-nda-m-55-b-3-e-gore-uretim-ve-is-sirrinin-korunmasi-978-605-152-644-7/1 (Erişim tarihi: 15.12.2020).

[5] Sulu, Muhammed: Ticari Sırların Korunması. On İki Levha Yayıncılık, Ocak, 2017, s. 55.

Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.

Diğer İçerikler

Eser Sahibinin Manevi Haklarının Devredilemezliği Kuralı
Hukuk Postası
Eser Sahibinin Manevi Haklarının Devredilemezliği Kuralı

Eser sahibi ile yaratıcı faaliyetinin bir ürünü olan eseri arasındaki ilişki manevi haklar ile korunur. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda (“FSEK”) düzenlenen eser sahibinin eser üzerindeki manevi hakları, eserin topluma arz yetkisi, eser sahibinin adının belirtilmesi yetkisi...

Fikri Mülkiyet Hukuku 30.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2022 Yılında Markaların Benzerliğine Dair Verdiği Kararların Değerlendirilmesi
Hukuk Postası
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2022 Yılında Markaların Benzerliğine Dair Verdiği Kararların Değerlendirilmesi

Yargıtay tüm kararlarda inceleme yaparken markanın benzerliği ile ilgili kriterleri somut olaylar özelinde değerlendirmiş ve kriterlerin ne şekilde tatbik edileceğini gösterirken, karıştırılma ihtimali kavramının da sınırının belirlenmesine yardımcı olmuştur. Bu makalede; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2022 yılında...

Fikri Mülkiyet Hukuku 30.06.2022
Fikri Mülkiyet Hukuku Açısından NFT’ler
Hukuk Postası
Fikri Mülkiyet Hukuku Açısından NFT’ler

Liberal ekonomik ve hukuk sisteminin temelinde yer alan kavram ve değerlerden birisi olan mülkiyet hakkı, kişinin eşya ile arasındaki sahiplik ilişkisini düzenler. Mülkiyetin konusu olan eşyanın kapsamı, medeniyetin ve teknolojinin gelişimi ile birlikte...

Fikri Mülkiyet Hukuku Şubat 2022
Tasarımların Korunması ve Tescili
Hukuk Postası
Tasarımların Korunması ve Tescili
Fikri Mülkiyet Hukuku Haziran 2021
Eser Sahibinin Mali Haklarının Devri
Hukuk Postası
Eser Sahibinin Mali Haklarının Devri
Fikri Mülkiyet Hukuku Nisan 2021
Marka Lisans Sözleşmesi
Hukuk Postası
Marka Lisans Sözleşmesi
Fikri Mülkiyet Hukuku Ekim 2020
Marka Tescilinde Nispi Red Nedenleri
Hukuk Postası
Marka Tescilinde Nispi Red Nedenleri
Fikri Mülkiyet Hukuku Şubat 2020
Marka Tescilinde Mutlak Red Nedenleri
Hukuk Postası
Marka Tescilinde Mutlak Red Nedenleri
Fikri Mülkiyet Hukuku Kasım 2019
Çalışanlar Tarafından Yaratılan Eserler Üzerinde İşverenin Hakları
Hukuk Postası
Markaların Kullanım İspatı
Hukuk Postası
Markaların Kullanım İspatı
Fikri Mülkiyet Hukuku Mart 2019
Markaların Birlikte Var Olması Anlaşması
Hukuk Postası
Markaların Birlikte Var Olması Anlaşması
Fikri Mülkiyet Hukuku Aralık 2018
Marka Hukukunda Kötü Niyetli Tescil
Hukuk Postası
Marka Hukukunda Kötü Niyetli Tescil
Fikri Mülkiyet Hukuku Ağustos 2018
Markaların Karıştırılma Tehlikesi ve İltibas
Hukuk Postası
Markaların Karıştırılma Tehlikesi ve İltibas
Fikri Mülkiyet Hukuku Nisan 2018
Çalışan Buluşları
Hukuk Postası
Çalışan Buluşları
Fikri Mülkiyet Hukuku Ocak 2018
İnternet Ortamında Marka Hakkı İhlalleri
Hukuk Postası
İnternet Ortamında Marka Hakkı İhlalleri
Fikri Mülkiyet Hukuku Ağustos 2017
Sınai Mülkiyet Kanunu Işığında Patent Hakkı
Hukuk Postası
Sınai Mülkiyet Kanunu Işığında Patent Hakkı
Fikri Mülkiyet Hukuku Mayıs 2017
İşverenlerin Fikri Mülkiyet Hakları
Hukuk Postası
İşverenlerin Fikri Mülkiyet Hakları
Fikri Mülkiyet Hukuku Nisan 2017
Sınai Mülkiyet Kanunu Işığında Marka Hakkı
Hukuk Postası
Sınai Mülkiyet Kanunu Işığında Marka Hakkı
Fikri Mülkiyet Hukuku Ocak 2017
Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı
Hukuk Postası
Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı
Fikri Mülkiyet Hukuku Haziran 2016

Yaratıcı hukuk çözümleri için iletişime geçin.