HUKUK-POSTASI-2021

27 TİCARET HUKUKU liki yoluyla sermaye borcunu ifa etmesinin ayni sermaye niteliğinde olduğu ve alacak hakkının TTK uyarınca atanacak bilirkişi tarafından değerlenmesinin gerektiği kabul edilir. Bununla birlikte TTK m. 342 uyarınca ancak vadesi gelmiş alacaklar şirkete ayni sermaye olarak konabilir. Kanun koyucunun müeccel alacakları dışlayan bu tercihi, öğretideki bir kısım yazarlar tarafından eleştirilmiştir. Pay sahibinin şirketten olan nakit alacağını, sermaye koyma borcu karşılığında takas etmesi ise, öğretideki baskın görüş uyarınca sermayenin nakdi taahhüdüne örnek gösterilir. Bununla birlikte 27.09.2013 tarihli Genelge, pay sahibinin şirketten olan alacağını sermaye taahhüdü kapsamında “şirkete getirmesini”, işlemin esasında temlik değil takas olduğuna ilişkin bir değerlendirme yapmaksızın ayni sermaye olarak nitelendirir. Söz konusu Genelge, yalnızca sermayenin niteliğine ilişkin değerlendirmesiyle değil, ayni sermayenin değerleme usulünde mahkeme tarafından atanacak bilirkişi değerleme raporunu benimseyen TTK m. 343 düzenlemesinden sapmasıyla da öğreti tarafından kapsamlı biçimde eleştirilmiştir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjUzNjE=