Anayasa Mahkemesi’nin 5651 sayılı İnternet Kanunu’nun Bazı Hükümlerine İlişkin İptal Kararı

29.02.2024 Hazel Coşkun Baylan

Giriş

Anayasa Mahkemesi (“AYM”), 10 Ocak 2024 tarihli ve 32425 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 11.10.2023 tarihli ve 2020/76 E., 2023/172 K. sayılı kararı ile (“Karar”) 7253 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı maddelerinin iptaline ilişkin talepleri değerlendirildi. Bu kapsamda AYM, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun (“İnternet Kanunu”) m. 8’in (İçeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesi kararları ile yerine getirilmesi) bir kısmını ve m. 9’un (İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi) tamamını iptal etti. Karar, 10 Kasım 2024 tarihinde yürürlüğe girer.

Anayasa Mahkemesi’nin 5651 sayılı İnternet Kanunu’nun Bazı Hükümlerine İlişkin İptal Kararı
% 0

Madde 8’e İlişkin İptal Kararı

İnternet Kanunu m. 8/4, m. 8/1’de düzenlenen suçları oluşturan yayınlara ilişkin olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı’nın (“Başkan”) içeriğe erişimin engellenmesi ve içeriğin çıkarılması yönünde re’sen karar verebileceğini öngörür. İnternet Kanunu m.8/1’de düzenlenen suçlar şunlardır: 

  1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen intihara yönlendirme (m. 84), çocukların cinsel istismarı (m. 103/1), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (m. 190), sağlık için tehlikeli madde temini (m. 194), müstehcenlik (m. 226), fuhuş (m. 227), kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (m. 228) suçları,
  2. 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’da yer alan suçlar,
  3. 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da yer alan suçlar,
  4. 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanunu m. 27/1 ve 27/2’de yer alan suçlar.

İnternet Kanunu m. 8/11 ise, idari tedbir olarak verilen içeriğin çıkarılması ve/veya içeriğe erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmemesi halinde, Başkan tarafından ilgili içerik, yer ve erişim sağlayıcısına idari para cezası verilebileceğini öngörür. Bu kurallara ilişkin iptal talebi başlıca; (i) kurallarla yer sağlayıcı ve erişim sağlayıcıların içerikten kaynaklanan sorumluluğunun genişletildiği, (ii) hukuka aykırı içeriklerin çıkarılmasının sadece içerik sağlayıcılardan istenebilecek olması gerekirken kurallar ile yer sağlayıcıya da bu yönde yükümlülük getirdiği, ve (iii) içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi yönündeki idari nitelikli kararın kısa sürede uygulanacağı ancak bu kararın hukuken hatalı olduğunun otaya çıkmasının çok zaman alacağı gerekçelerine dayanır.

AYM, bu kapsamda öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (“AY”) m. 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (“AİHS”) m. 6 ile iddia, savunma ve adil yargılanma hakkının ve AY m. 38/4 ve AİHS m. 7 ile masumiyet karinesinin güvence altına alındığını hatırlatır. AYM’nin Karar’da belirttiği gibi, “masumiyet karinesi uyarınca bir kişinin suçlu olarak nitelendirilebilmesi ve hakkında ceza hukukunun alanına giren yaptırımların uygulanabilmesi, bu kişinin kesin hükümle mahkûm olmasına bağlıdır”. Bir başka deyişle, bir kişi hakkındaki ceza yargılaması sonuçlanıncaya ve bu kişi hakkında bir hüküm tesis edilene kadar geçen süreçte bu kişi hakkında suçluymuş gibi işlem tesis edilemez. Karar’da ayrıca masumiyet karinesinin sağladığı güvencenin sadece ceza yargılamasını yürüten mahkemeyi kapsamadığı fakat aynı zamanda diğer tüm idari ve adli makamların işlem ve kararlarını da kapsadığı belirtilir. AYM, iptal talebine konu kurallara ilişkin değerlendirmesinde öncelikle bu kurallar uyarınca içeriğin çıkarılması kararı verilebilmesi için kişi hakkında adli bir sürecin başlatılması gerekmediği gibi, kişinin ceza mahkemesince mahkûm edilmiş olma şartı da aranmadığı hususuna değinir. Nitekim, iptali istenen hükümler kapsamında içeriğin çıkarılması kararı verilmesi için İnternet Kanunu m. 8/1’de öngörülen suçların işlendiğinin Başkan tarafından tespiti yeterlidir. Bu nedenle AYM, kuralda öngörülen tedbirin ceza yargılaması sürecinden kopuk ve Başkan tarafından yapılacak bir suç tespitine bağlı olarak uygulanan nihai bir tedbir niteliğinde olduğunu, Başkan tarafından uygulanan idari tedbirin, tedbirin uygulanmasına sebep olan suça ilişkin ceza soruşturması sürecinde incelenmediğine ve yargılama mahkûmiyet dışında bir hüküm ile sonuçlansa dahi içeriğin çıkarılması kararının yürürlükte kalmaya devam ettiğini belirtir. Bütün bu değerlendirmelerin sonucunda AYM, ceza kanunlarında suç olarak düzenlenen eylemlerin işlendiği kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla tespit edilmeksizin idari bir makamın yapacağı suç tespitine bağlı olarak nihai bir tedbir mahiyetinde olan içeriğin çıkarılması kararı verilmesinin ve bu kararın icra edilmemesi durumunda idari para cezası uygulanmasının masumiyet karinesini ihlal ettiği gerekçesiyle İnternet Kanunu m. 8’in ilgili bölümlerini iptal etmiştir.

Madde 9’a İlişkin İptal Kararı

AYM, İnternet Kanunu’nun kişilik haklarını ihlal eden internet yayınlarına erişimin engellenmesi ile bu yayınlara yönelik içeriğin çıkarılmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen m. 9’daki çeşitli ifadeleri incelemiştir. İnternet Kanunu m. 9 uyarınca internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia edenler, içerik sağlayıcısına ve buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğin çıkarılmasını ve/veya erişimin engellenmesini de isteyebilir. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim İnternet Kanunu m. 9’da belirtilen kapsamda içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verebilir ve bu karar doğrudan Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne (“Birlik”) gönderilir. Birlik tarafından ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcıya gönderilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereği derhâl, en geç dört saat içinde ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Hâkimin verdiği içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararına konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Birliğe müracaat edilmesi hâlinde mevcut karar bu adresler için de uygulanır. Bu kurallara ilişkin iptal talebi; (i) içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararının hukuki niteliğinin belirsiz olduğu, (ii) bu kararların koruma tedbiri olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, (iii) herhangi bir suç veya ceza soruşturması bulunmamasına rağmen haklarının ihlal edildiğini ileri sürenlerin talebi üzerine idari kolluk yetkisi bulunmayan sulh hukuk mahkemelerince bu yönde karar verildiği, (iv) bu yöntemlerin hukuk sistematiğine aykırı olduğu, (v) kurallarda belirliliğin bulunmadığı, (vi) özel hayatın gizliliğini korumaya yönelik düzenlemelerin karşısında kurallarla hangi temel hakların korunacağının anlaşılmadığı, (vii) kuralların keyfi müdahalelere karşı yeterince güvence içermediği, (viii) kuralların ifade ve basın özgürlüğünü ölçüsüz biçimde sınırladığı, (ix) kuralların bir tür sansür mekanizmasına sebebiyet verdiği ve (x) sulh ceza hakimliği kararlarının yerine getirilmemesi halinde öngörülen adli para cezasının suçların ve cezaların kanuniliği ilkesine aykırı olduğu gerekçelerine dayanır.

AYM, ilk olarak dava konusu kuralların internet ortamında yapılan yayınların içeriğinin yayından kaldırılabilmesine ve/veya bu yayınlara erişimin engellenmesine imkan tanımak suretiyle ifade özgürlüğünü ve bu yayının internet haberciliği kapsamında olması durumunda basın özgürlüğünü sınırladığını belirtir. AY m. 13 uyarınca böyle bir sınırlama, Anayasa’da öngörülen sınırlama sebeplerine, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olmalıdır. Karar’da AYM’nin İnternet Kanunu m. 9’a dayanan müdahalelere ilişkin özellikle AY m. 13 bağlamında kanunilik ilkesi yönünde değerlendirmelerde bulunduğu 27.10.2021 tarihli ve 2018/14884 sayılı Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş kararına atıfta bulunulur. Atıfta bulunulan kararda, anılan maddenin şekli anlamda bir kanun olduğu ve erişilebilir nitelikte olduğu hususunda tereddüt olmasa da söz konusu maddenin hukuki güvenlik ve belirlilik ölçütlerini taşıyıp taşımadığı tartışılır. Karara atıf suretiyle AYM, İnternet Kanunu m. 9’un uygulanması bakımından sulh ceza hakimliklerinin çelişmeli bir yargılama yapmadan, gecikmeksizin ve hızlıca bertaraf edilme ihtiyacını ortaya koymadan sonuca vardıklarının anlaşıldığını ve çatışan haklar arasında adil bir gözetimin sağlanmasına ilişkin bir yaklaşımın tespit edilmediğini vurgular. 

Ayrıca, İnternet Kanunu m. 9’un kapsamı ve sınırlarının belirli olmamasının yargı makamlarına geniş bir takdir alanı yarattığını, AYM’ye yapılan başvurulara ilişkin bütün somut olaylara bakıldığında İnternet Kanunu m. 9 kapsamında verilen kararlara karşı itirazlardan sonuç almanın imkansız olmasa da zor olduğunu, kişilik haklarına yapılan saldırılara karşı internet içeriğinin sınırlanmasına yönelik kademeli bir müdahale yöntemi sunmadığını, getirilen sınırlamaların internet ortamında yer alan belirli bir içeriğe erişime süresiz olarak engel olduğunu belirtir. AYM, kuralların bu yönünün ifade ve basın özgürlüğünü ağır bir şekilde ihlal ettiğini, kamusal makamların takdir yetkisini daraltarak keyfi davranışların önüne geçebilmek için yargılama hukukunun usule ilişkin güvencelerinin yanı sıra demokratik toplum düzenin gereklerine uygun ve orantılı karar verilmesini sağlayacak güvenceleri barındırmadığını belirterek İnternet Kanunu m. 9’u AY m. 13, 26 ve 28’e aykırı bulmuş ve İnternet Kanunu m. 9’u iptal etmiştir.

Sonuç

Özetle, Anayasa Mahkemesi, Başkan’a kesinleşmiş mahkeme kararı olmaksızın belirli suçlarla ilgili olarak erişimin engellenmesi ve içeriğin çıkarılması yetkisi veren m. 8’in masumiyet karinesini ihlal ettiği; kişilik haklarının ihlaline dayalı olarak erişimin engellenmesi ve içeriğin çıkarılmasını düzenleyen m. 9’un ise belirlilikten yoksun olduğu, keyfi kararlara ve ifade ve basın özgürlüğü üzerinde orantısız kısıtlamalara yol açtığı sonucuna vararak İnternet Kanunu m. 8’in bazı kısımlarını ve m. 9’u tamamen iptal etmiştir.

Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.

Diğer İçerikler

Sosyal Ağ Sağlayıcıları Hakkında Son Gelişmeler
Hukuk Postası
Sosyal Ağ Sağlayıcıları Hakkında Son Gelişmeler

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (“BTK”) 28.03.2023 tarihli ve 2023/DK-İD/119 sayılı kararı ile Sosyal Ağ Sağlayıcı Usul ve Esasları’nı (“Usul ve Esaslar”) kabul etti. Anılan karar, 01.04.2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlandı ve yayımı tarihinde yürürlüğe girdi. 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların...

Bilişim Hukuku 31.07.2023
Sosyal Ağ Platformları Yeni Düzenlemelere Uyum Sağladı mı?
Hukuk Postası
Sosyal Medya Düzenlemesi ile Neler Getirildi?
Hukuk Postası
Sosyal Medya Düzenlemesi ile Neler Getirildi?
Bilişim Hukuku Ağustos 2020
5651 Sayılı Kanun Kapsamında İnternet Aktörleri
Hukuk Postası

Yaratıcı hukuk çözümleri için iletişime geçin.