ÇSY (ESG) Bülteni 2025 1. Çeyrek

25.04.2025

Yazarlar: Av. Ecem Süsoy Uygun, Av. Sevim Özkan, Stj. Av. Orhan Emin Erdem, Stj. Av. Mert Kaan Gümüş

ÇSY (ESG) Bülteni 2025 1. Çeyrek
% 0

2024 Yılında Yaşanan ve 2025 İlk Çeyreğe Yansıyan Sürdürülebilirlik Konulu Önemli Gelişmeler

Türkiye’deki Önemli Gelişmeler ve Düzenlemeler

  • Florlu Sera Gazlarına İlişkin Yönetmelik 15.10.2024 tarihinde yürürlüğe girdi. Yönetmelik, Türkiye’nin taraf olduğu Ozon Tabakasını İncelten Maddelere Dair Montreal Protokolü kapsamında yer alan florlu sera gazlarının emisyonunu kontrol altına almak üzere florlu sera gazları ve diğer florlu maddelerin yönetimine ilişkin usul ve esasları düzenler.
  • Türkiye İklim Kanunu teklifi 20.02.2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlayan teklif, iklim değişikliği ile mücadelede esas olan sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerini, planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetim ile bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esaslarını kapsar.
  • Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (“TSRS”) Uygulama Kapsamı Değişikliğine İlişkin Duyuru (“Duyuru”) 06.03.2025 tarihinde yayımlandı. Duyuru kapsamında, Borsa İstanbul Yakın İzleme Pazarı ve Girişim Sermayesi Pazarı’nda işlem gören ortaklıklar TSRS zorunlu uygulama kapsamından çıkarıldı. Ayrıca, borsada işlem görmeyen ancak halka arz edilmeksizin pay hariç sermaye piyasası aracı ihraç eden anonim şirketler de zorunlu uygulama kapsamından muaf tutuldu. Borsada işlem görenler ile belirli büyüklük kriterlerini aşan bankalar ve mali kuruluşlar TSRS zorunlu uygulama kapsamına alınırken, küçük ölçekli banka ve mali kuruluşlar Kapsam 3 sera gazı emisyonu raporlama yükümlülüğünden muaf tutuldu.

AB’deki Önemli Gelişmeler ve Düzenlemeler

  • Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (“SKDM”) Tüzüğü Avrupa Parlamentosu (AP) ve Konsey tarafından 10 Mayıs 2023 tarihinde imzalandı ve 16 Mayıs 2023 tarihli ve L 130/52 AB Resmî Gazetesi’nde yayınlanarak 17 Mayıs 2023 tarihi itibarıyla yürürlüğe girdi. SKDM 1 Ekim 2023 tarihinde raporlama yükümlülüğü ile sınırlı olarak uygulanmaya başladı. Bu kapsamda, 1 Ekim 2023-31 Aralık 2025 tarihleri arasında, mali yükümlülük doğmayacak bir geçiş dönemi öngörülür. Yukarıda da belirtildiği üzere, 2025 sonuna kadar olan geçiş döneminde, ithal edilen ürünlere gömülü emisyonlar (embedded emissions) için herhangi bir ücretlendirme yapılmaz; mali yükümlülüklerin devreye girdiği asıl uygulama dönemi 1 Ocak 2026 itibarıyla başlar.
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (“CSRD”), Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin 2013/34/AB, 2004/109/EC ve 2006/43/EC sayılı Direktifleri ile 537/2014 sayılı Tüzüğü kurumsal sürdürülebilirlik raporlaması açısından değiştiren ve 2014/95/AB sayılı Direktifi yürürlükten kaldıran (AB) 2022/2464 sayılı Direktif olarak, 16 Aralık 2022 tarihinde AB Resmî Gazetesi’nde yayımlandı. AB’nin 2024 yılının başında uygulamaya koyduğu CSRD, şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını şeffaf bir şekilde raporlamalarını zorunlu kılar. Bu direktif, 2025 yılında daha geniş bir şirket yelpazesine raporlama yükümlülüğü getirir. CSRD altında 2. aşamada 2025 itibarıyla, daha önce Finansal Olmayan Raporlama Direktifi’ne (“NFDR”) tabi olmayan ve (i) 250’den fazla çalışan, (ii) 40 milyon Avro ciro veya (iii) 20 milyon Avro varlık kriterlerinden en az iki tanesini karşılayan büyük şirketlerin CSRD gerekliliklerine uymaya başlayacağı ve 2026’da raporlarını yayımlayacağı öngörülür.
  • Paris İstinaf Mahkemesi, 15 Ocak 2024 tarihinde yapılan açılış oturumunda, ekonomik birimi bünyesinde yeni ortaya çıkan uyuşmazlıklara yönelik özel bir daire kurduğunu duyurdu. Bu daire, özen yükümlülüğü ve çevresel sorumluluk konularındaki davalara bakmakla görevlidir. Ayrıca anılan daire, yeni AB düzenlemeleri kapsamında sürdürülebilirlik raporlamasıyla ilgili davalarda da yetkili oldu. Dairenin ilk davalarını 2024 yılının ilk yarısında görmeye başladı.
  • Avrupa Birliği, Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Yönetmeliği (“ESPR”), 18 Temmuz 2024 itibarıyla yürürlüğe girdi. ESPR, yalnızca enerjiyle ilgili ürünleri kapsayan önceki düzenlemenin kapsamını genişleterek gıda, yem ve tıbbi ürünler gibi istisnalar dışında neredeyse tüm fiziksel ürünleri içeren düzenlemelere yer verdi. ESPR, ürünlerin dayanıklılık, yeniden kullanılabilirlik, yükseltilebilirlik ve onarılabilirlik özelliklerini iyileştirmenin yanı sıra, enerji verimliliğini artırma ve çevresel etkileri azaltma gibi daha sıkı ekotasarım gereklilikleri öngörür. Ayrıca, atık oluşumunu azaltma, geri dönüştürülmüş malzeme kullanımını artırma ve ürünlerin sürdürülebilirliği hakkında daha fazla bilgi sağlama hedeflenir. ESPR, üye devletlerde farklı yasal düzenlemelerin önüne geçerek yenilikçiliği teşvik eder ve yeniden üretim, geri dönüşüm ve onarım gibi sektörlerde istihdam yaratılmasına katkı sağlar. ESPR, 2020 Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ile uyumlu olup AB’nin iklim hedeflerini destekleyerek döngüsel ve sürdürülebilir bir ekonomiye geçişi teşvik etmeyi amaçlar.
  • Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (“ESMA”), ESG veya sürdürülebilirlik ile ilgili terimler içeren fon isimlerine yönelik rehberini 21 Kasım 2024’te uygulamaya koydu. Bu düzenleme ile mevcut fonlar için 21 Mayıs 2025’e kadar geçiş dönemi tanınır. Ayrıca bu rehber, yatırımcıları abartılı sürdürülebilirlik iddialarından korumayı ve varlık yöneticilerine fon isimlerinde ESG veya sürdürülebilirlik ile ilgili terimleri kullanma yeteneklerini değerlendirmede net kriterler sağlamayı amaçlar.
  • Avrupa Birliği (“AB”) ESG derecelendirme faaliyetlerinin şeffaflığı ve bütünlüğüne ilişkin kapsamlı bir çerçeve oluşturan 2024/3005 sayılı Tüzük (“ESG Derecelendirme Tüzüğü”), 12 Aralık 2024 tarihinde Avrupa Birliği Resmî Gazetesi’nde yayımlandı. ESG Derecelendirme Tüzüğü, ESG derecelendirmelerinin güvenilirliğini, bütünlüğünü ve şeffaflığını artırmayı amaçlar. Ayrıca, sürdürülebilir ürünlere olan yatırımcı güvenini artırarak, ESG fonlarına yapılan yatırımlarda artış sağlamayı hedefler.
  • 2023/1115 sayılı Ormansızlaşmanın Önlenmesi Tüzüğü 9 Haziran 2023 tarihli AB Resmî Gazetesi’nde yayımlanarak yürürlüğe girdi. Mevzuatın uygulanma sürecine dair olası güçlükler dikkate alınarak 30 Aralık 2024 olarak belirlenmiş olan uygulama takviminin 12 ay ertelenmesine ve uygulama sürecinin 30 Aralık 2025 itibarıyla başlamasına karar verildi. Mevzuat kapsamındaki ürünlerin AB pazarına girişi için, ormansızlaşmaya neden olmadıklarının; ahşap ve ahşap ürünleri açısından ise ormansızlaşmanın yanı sıra orman bozulumuna yol açmadıklarının ve ilgili ülke mevzuatına uygun şekilde üretildiklerinin kanıtlanması gerekmektedir. Bu doğrultuda, ürünlerin ormansızlaşmaya neden olmayacak şekilde üretildiğini doğrulayan özen yükümlülüğünün yerine getirilmesi zorunludur.
  • Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Raporu 2025 (“ESDR”) yayınlandı. ESDR Avrupa’daki 41 ülkenin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (“SKA”) doğrultusunda kaydettiği ilerlemeyi değerlendiren bir çalışmadır. ESDR, Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (“SDSN”) tarafından hazırlanmış olup AB ile üye devletlerin SKA’lara ulaşma yolundaki performansını analiz etmektedir.
  • Avrupa Komisyonu, CSRD, Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (“CS3D”) ve Taksonomi Yönetmeliğini basitleştirmeyi amaçlayan Omnibus teklifini 26.02.2025 tarihinde yayınladı. İlk paket (i) sürdürülebilirlik raporlamasının daha erişilebilir ve verimli hale getirilmesi, (ii) sorumlu iş uygulamalarını desteklemek için durum tespitinin basitleştirilmesi, (iii) daha adil bir ticaret için karbon sınır ayarlama mekanizmasının güçlendirilmesi, (iv) Avrupa yatırım programlarındaki fırsatların ortaya çıkarılması adımlarını kapsar.

Diğer Ülkelerdeki Önemli Gelişmeler ve Düzenlemeler

  • ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (“SEC”) İklim Açıklama Kuralları 6 Mart 2024 tarihinde yürürlüğe girdi. İklim Açıklama Kuralları, ABD’deki halka açık şirketlerin iklimle bağlantılı riskler ve bu risklerin finansal performans üzerindeki olası etkileri hakkında ayrıntılı bilgi sunmalarını zorunlu hale getirir. Bu doğrultuda kapsamda olan şirketler, iklimle ilgili riskler, yönetişim süreçleri ve sera gazı emisyonları hakkında raporlama yapma yükümlülüğü altındadır.
  • Fransa Rekabet Otoritesi (Autorité de la Concurrence – AdlC”), sürdürülebilirlik alanında 5 Şubat 2025 tarihinde gayriresmî bir rehber yayımladı. Rehber, Fransa’daki tarımsal işletmelerin agro-ekolojik dönüşümüne yönelik kolektif finansman sistemlerinin rekabet kuralları çerçevesinde nasıl oluşturulabileceğine dair önemli yönlendirmeler içerir. Bu kapsamda, oluşturulacak sistemin şeffaf, nesnel ve ayrımcılık içermeyen katılım koşullarına sahip olması gerektiği vurgulandı. AdlC, 2020 yılından bu yana sürdürülebilirlik projeleri konusunda "açık kapı" politikası izleyerek piyasa aktörlerinin bu tür projeleri rekabet kurallarına uygun şekilde yürütmelerine rehberlik eder.
  • Birleşik Krallık Finansal Davranış Otoritesi (“FCA”) varlık yöneticileri için ESG pazarlama düzenlemelerine uyum süresi 2 Nisan 2025’e kadar uzatıldı. Düzenlemelerin amacının yatırımcıları yanıltıcı çevresel iddialardan korumak ve şeffaflığı artırmak olduğu açıklandı.

2024 Yılında Açılan, Sonuçlanan Davalardan Örnekler

Greenpeace ve Eni Davası

Greenpeace İtalya ve diğer sivil toplum kuruluşları ile bireyler, enerji şirketi Eni ve ortakları aleyhine, iklim değişikliği konusunda yetersiz eylemde bulundukları gerekçesiyle dava açtı. Roma Mahkemesi, Şubat 2024’te davayı görüşmeye başladı. Bu dava İtalya’da bir özel şirket aleyhine açılan ilk iklim değişikliği davası olduğu için önem arz eder.

Smith ve Fonterra Co-operative Group Davası

Yeni Zelanda Yüksek Mahkemesi 7 Şubat 2024 tarihinde, iklim aktivisti Mike Smith’in yedi büyük şirkete karşı iklim değişikliğine neden olma sorumluluğu kapsamında dava açmasına izin verdi.

Verein KlimaSeniorinnen Schweiz ve Diğerleri Davası

İsviçreli kadınlardan oluşan bir dernek, iklim değişikliğinin sağlıkları üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle İsviçre devletine karşı dava açtı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (“AİHM”), 9 Nisan 2024 tarihinde bu davada ilk kez iklim değişikliği konusunda ihlal kararı verdi. Mahkeme, devletin iklim değişikliğiyle mücadelede yetersiz kaldığını da belirtti.

Carême Davası

Fransa’da bir belediye başkanı, devletin iklim değişikliğiyle mücadelede yetersiz kaldığı gerekçesiyle dava açtı. Özellikle, (i) yaşadığı yerin önümüzdeki yıllarda, en geç 2030’a kadar, iklim değişikliğinden olumsuz etkilenme riskinin arttığını, (ii) Fransa’nın sera gazı emisyonlarını azaltma yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve (iii) bu durumun yaşama hakkını ve özel hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini iddia etti. AİHM, 9 Nisan 2024 tarihli kararında başvurucunun eski belediye başkanı olduğundan ve şu anda Fransa’da yaşamadığından mağdur statüsünü taşımadığı gerekçesiyle başvurusunu kabul edilemez buldu.

Duarte Agostinho ve Diğerleri Davası

Portekizli altı genç, 2017’den itibaren Portekiz’de artan orman yangınlarının küresel ısınmanın doğrudan sonucu olduğunu ve sağlıklarını tehdit ettiğini öne sürerek, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 33 devlete karşı AİHM’ye başvuruda bulundu. Davalı devletlerin Paris Anlaşması’ndan ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. (yaşama hakkı), 8. (özel hayata saygı hakkı) ve 14. (ayrımcılık yasağı) maddelerinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği iddia edildi.

AİHM, 9 Nisan 2024 tarihinde karar vererek Portekiz için yargı yetkisi olduğunu kabul etse de başvurucuların iç hukuk yollarını tüketmediği ve davanın kabul edilmesinin devletlerin sorumluluklarını sınırsız genişleteceği gerekçesiyle başvuruyu kabul edilemez buldu.

Güney Kore Anayasa Mahkemesi Kararı

Güney Kore Anayasa Mahkemesi 29 Ağustos 2024 tarihinde, 2031-2049 yılları için yasal bağlayıcılığı olan sera gazı emisyon azaltım hedeflerinin bulunmamasının, gelecek nesillerin anayasal haklarını ihlal ettiğine hükmetti.

Vanguard’a Yeşil Aklama (Greenwashing) Cezası

Avustralya Federal Mahkemesi 25 Eylül 2024 tarihinde, yatırım şirketi Vanguard’a ait Ethically Conscious Global Aggregate Bond Index Fund’ın ESG kriterlerini yanlış tanıttığı gerekçesiyle 12,9 milyon ABD Doları para cezası verilmesine karar verdi.

Greenpeace Aotearoa ve Fonterra Davası

Greenpeace 30 Eylül 2024 tarihinde, Aotearoa ve Fonterra’nın Anchor tereyağının “%100 Yeni Zelanda otuyla beslenen” ineklerden üretildiği yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek şirkete dava açtığını duyurdu. Greenpeace’e göre, Fonterra’ya ait ineklerin beslenme düzeninin %20’sine kadar olan kısmı, Güneydoğu Asya’daki yağmur ormanlarının tahribatıyla bağlantılı ithal palmiye çekirdeği içerme olasılığına sahiptir.

Greenpeace sözcüsü Sinéad Deighton-O’Flynn, Fonterra’nın bu ifadeyle müşterileri yanıltarak kendisini çevre dostu göstermeye çalıştığını belirtti. Palmiye çekirdeğinin, yağmur ormanlarının yok edilmesi, insan hakları ihlalleri ve vahşi yaşamın tehdit edilmesiyle bağlantılı olduğuna dikkat çekildi.

Yeni Zelanda dünyadaki en büyük palmiye çekirdeği ithalatçısı olup, süt endüstrisi her yıl yaklaşık 2 milyon ton ithalat yapar. Greenpeace, Fonterra’nın yanıltıcı ambalaj bilgilerinin, palmiye çekirdeği kullanımını bırakan çiftçilere zarar verdiğini ve şirketin bu yanıltıcı uygulamaların sonuçlarıyla yüzleşmesi gerektiğini vurguladı.

BlackRock Davası

Teksas Başsavcısı diğer bazı eyaletlerin de katılımıyla, BlackRock, Vanguard ve State Street'e karşı 27 Kasım 2024 tarihinde dava açtı. Dava, bu yatırım şirketlerinin kömür piyasasını manipüle ederek enerji maliyetlerini artırma iddialarına dayanır. Şirketlerin Peabody Energy ve Arch Resources gibi büyük kömür üreticilerindeki hisselerini kullanarak bu firmaları kömür üretimini azaltmaya zorladıkları ve bu durumun rekabet yasalarını ihlal ettiği iddia edildi.

Reklam Kurulu Kararları

Reklam Kurulu’nun 2024 ve 2025 İlk Çeyrek Dönemi Kararları

T.C. Ticaret Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Reklam Kurulu (“Kurul”), 2024 yılında çevresel konuları ele alan birçok reklamı inceledi ve bu incelemeler sonucunda pek çok reklam hakkında durdurma ve idari para cezası uygulanmasına karar verdi. Yapılan değerlendirmelerde, söz konusu reklamlardaki ifadelerin çevreye ilişkin beyan niteliği taşıdığı, bu ifadelerin tüketiciler nezdinde çevresel etkiler konusunda belirsizliğe yol açabileceği ve bilgi eksikliğini istismar edebilecek şekilde kullanıldığı tespit edildi.

Kurul, bu durumun Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği'nin "Çevreye İlişkin Beyanlar İçeren Reklamlar" başlıklı 17. maddesine aykırı olduğu sonucuna vardı. İlgili maddeye göre, reklamların tüketicilerin çevre konusundaki duyarlılığını veya bilgi eksikliğini istismar edecek şekilde hazırlanması yasaktır. Ayrıca reklamlarda çevresel işaret, sembol ve onayların yanıltıcı biçimde kullanılamayacağı ve çevresel etkilerle ilgili yalnızca akademik kuruluşlar tarafından kabul görmüş bilimsel çalışmalara dayanan bulgular ve teknik gösterimlerin kullanılabileceği hükme bağlandı.

Bu doğrultuda, Kurulu tüketicileri yanıltıcı ve çevresel konularda yanlış algı oluşturabilecek reklamların önlenmesi amacıyla incelemelerini yapar ve böyle bir reklamın tespiti idari para cezası ve/veya reklamın durdurulması yaptırımlarını uygular. 

2025 yılında da Kurul incelemelerini gerçekleştirdi. 2025 yılının Ocak ayı toplantısını ele alan bültende Kurul’un, çeşitli bankaların çevre temalı kredi ve ürün tanıtımlarında çevresel katkıların gerçekte olduğundan daha olumlu yansıtıldığını ve bu iddiaların somut verilerle ispatlanamadığını tespit ettiği belirtildi. Çevresel beyanların ölçülebilirlikten uzak, genel ve yanıltıcı nitelikte olduğu, faiz oranı gibi önemli bilgilerin eksik sunulduğu vurgulandı. Bu sebeplerle ilgili tanıtımlar hakkında durdurma cezası uygulandığı açıklandı.

Hollanda Reklam Kurulu’nun MSC Cruise Kararı

Hollanda Reklam Kurulu (“SRC”), MSC Cruise’un “2050’ye kadar net sıfır hedefi” gibi sürdürülebilirlik iddialarının standartlara uygun olmadığını tespit etti. Şikâyeti yapan çevre grupları, özellikle Fossil Free Netherlands liderliğindeki aktivistler, MSC’nin “#SavetheSea” ve “sorumlu bir şekilde geleceğe yelken açıyoruz” gibi slogan ve reklamlarının, turistlerin fosil yakıtla çalışan ve küresel ısınmaya katkı sağlayan bir hizmeti kullanmalarını rasyonelleştirmelerine yardımcı olduğunu savundu.

Kararın büyük bir kısmı, MSC’nin bazı gemilerinde Sıvılaştırılmış Doğal Gaz (“LNG”) kullanımıyla ilgili reklamlarına odaklanır. SRC, MSC’nin LNG’nin genel çevresel etkisini dikkate almadığını ve bu yakıtı “en temiz” yakıtlardan biri olarak tanıtmasının yanıltıcı olduğunu belirtir.

Bu kadar kesin bir ifadenin fosil yakıtlarla bağdaşmayacağı değerlendirmesinde bulunan SRC, şirketin 2050 yılına kadar sıfır emisyon hedefinin veya “çok uzak olmayan bir gelecekte” sıfır emisyona ulaşılacağı yönündeki söylemlerinin aşırı spekülatif olduğunu ve makul şekilde gerçekleşmesinin beklenemeyeceğini kaydetti.

Bu karar, bir kruvaziyer şirketine yönelik yeşil aklama şikâyeti sonucunda alınan ilk kararlardan biri olduğu için önem arz eder.

Hollanda Reklam Kurulu’nun Badger Kararı

Esveld Kachels’in web sitesinde yer alan (i) Badger markasına ait peletlerin %100 doğal, çevre dostu ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olduğu ve (ii) pelet sobalarının çevre dostu olduğu ifadelerinin yanıltıcı olduğunu iddia ederek şikâyette bulunuldu.

Reklam Kurulu, (i) sayılı şikâyeti reddetmiştir. Bunun sebebi, ifadenin doğrudan odun yakmanın çevre dostu ya da sürdürülebilir olduğunu belirtmediğine kanaat getirmesidir. Ancak, (ii) numaralı şikâyet Reklam Kurulu tarafından Sürdürülebilir Reklam Kanunu’nun 4. maddesine aykırı bulundu.

Şikâyette bulunan kişi (i) sayılı şikayetinde de Sürdürülebilir Reklam Kanunu’nun 4. maddesine aykırı olduğuna dair itirazda bulundu. Reklam Kurulu bu iddiayı haklı bularak Esveld Kachels’in da konuya dair gerekli düzeltmeleri yapacağını bildirmesi üzerine, gerekli olduğu ölçüde bir tavsiyede bulunmakla yetindi.

Bülteni pdf formatında indirmek için tıklayınız.

Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.

Diğer İçerikler

AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi
Yayınlar
AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi

AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD), küresel tedarik zincirlerinde kurumsal sorumluluk çerçevesinde önemli değişiklikler getirmektedir. Sizin için hazırladığımız rehberimiz, direktifin uygulandığı kuruluşlar, temel yükümlülükler ve önemli uyum tarihleri de dahil olmak üzere direktif...

ÇSY ve Sürdürülebilirlik 01.08.2024
ÇSY Terimler Sözlüğü
Yayınlar
ÇSY Terimler Sözlüğü

Günümüz iş dünyasında, Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) ilkeleri kurumsal stratejilerin önemli bir parçası haline gelmiştir. Erdem & Erdem olarak, ÇSY konularında uzman ekibimizle müvekkillerimize danışmanlık yapmaktan gurur duyuyoruz. Hazırladığımız ÇSY Sözlüğü...

ÇSY ve Sürdürülebilirlik 02.07.2024

Yaratıcı hukuk çözümleri için iletişime geçin.