Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kuruluşu, Yapısı ve İşleyişi

Mayıs 2016 Süleyman Sevinç
% 0

İstinaf yolu 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu[1] (“HMK”) tarafından öngörülmüştür. İstinaf yolu ile birlikte yerel mahkeme kararlarına karşı temyiz yolundan önce bölge adliye mahkemelerinde istinaf yoluna da başvurulabilecektir. Ancak bölge adliye mahkemelerinin kurulması ve bu sebeple istinaf yolunun yürürlüğe girişi birçok kere ertelenmiştir. Son olarak Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine dair Yönetmelik 6 Ağustos 2015 tarihinde 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiş ve Bölge Adlîye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinin Tüm Yurtta Göreve Başlayacakları Tarihe İlişkin Karar[2] ile bölge adliye mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinde göreve başlaması öngörülmüştür. Hukuk Postası’nın bu ayki sayısında bölge adliye mahkemelerinin kuruluşu, işleyişi ile hukuk mahkemelerinin kararlarına karşı izlenecek istinaf usulü ele alınacaktır.

Kuruluş, Yapı ve Görevleri

Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un[3] (“Kuruluş Kanunu”) 25 ila 32. maddeleri arasında Bölge İdare Mahkemeleri’nin kuruluş ve yapısı ele alınır. Bölge adliye mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen yerlerde kurulur. Buna göre İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara, Konya, Samsun, Adana, Erzurum ve Diyarbakır’a ek olarak Altı Yeni Bölge Adliye Mahkemesinin Kurulmasına İlişkin Karar[4] uyarınca Antalya, Gaziantep, Kayseri, Sakarya, Trabzon ve Van’da Bölge Adliye Mahkemeleri kurulmuş ve göreve başlayacaktır.

Bölge Adliye Mahkemeleri, başkanlık, başkanlar kurulu, daireler, Cumhuriyet başsavcılığı, adalet komisyonu ve müdürlüklerden oluşur. Her bölge adliye mahkemesinde bir başkan bulunur. Başkanlık, başkan ile yazı işleri müdürlüğünden oluşur.

Her bölge adliye mahkemesinde en az üç hukuk ve en az iki ceza dairesi bulunur. Gerekli hallerde Adalet Bakanlığı dairelerin sayısını artırıp azaltabilir. Bu daireler ise bir başkan ile yeteri kadar üyeden meydana gelir.

Kuruluş Kanunu m. 36 ile 37 uyarınca bölge adliye mahkemelerinin hukuk ve ceza dairelerinin görevleri arasında adli yargı ilk derece hukuk/ceza mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılan başvuruları inceleyip karara bağlamak, yargı çevresi içerisinde bulunan adli yargı ilk derece hukuk/ceza mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek, yargı çevresindeki yetkili adli yargı ilk derece hukuk mahkemesinin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, o davanın bölge adliye mahkemesi yargı çevresi içerisinde başka bir hukuk/ceza mahkemesine nakline veya yetkili mahkemenin tayinine karar vermek yer alır.

Aleyhine İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar ve Başvuru Usulü

İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar ve diğer usuller HMK m. 341 ila 360 arasında düzenlenir. HMK m. 341 uyarınca (i) ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü kararlarına yapılan itiraz üzerine verilecek kararlara karşı ve (ii) miktar veya değeri 1500 TL’yi geçen malvarlığı davalarına ilişkin kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda sınır alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamı dava edilmiş ise, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü bu sınırı geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Diğer kanunlar altında ilk derece mahkemelerinin temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtay’a başvurulabileceği belirtilmiş olan ve bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı da bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir.

İstinaf yoluna başvuru dilekçe ile yapılır. İstinaf dilekçesinde tarafların davadaki sıfatları, adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresleri; kanuni temsilci ve vekillerin adı, soyadı ve adresleri; kararı veren mahkeme ile kararın sayısı ve tarihi; kararın başvurana tebliğ edildiği tarih; kararın özeti; başvuru sebepleri ve gerekçesi; talep sonucu ile başvuranın veya varsa kanuni temsilci ya da vekilin imzası yer almalıdır (HMK m. 342). Aynı madde uyarınca mahkeme başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıyorsa diğer hususlarda eksiklik olsa bile dilekçeyi reddetmez ve gerekli inceleme yapılır. İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir (HMK m. 343). İstinaf dilekçesi dilekçeyi teslim alan mahkemece bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydedilir ve başvurana ücretsiz bir alındı belgesi verilir. İstinaf yoluna başvuru tarihi HMK m. 118 uyarınca dilekçenin başvuru defterine kaydedildiği tarihtir.

İstinaf dilekçesi verilirken başvuru harcı ile tebliğ giderleri de dâhil tüm giderler ödenir; bu giderlerin ödenmesinde bir eksiklik olması durumunda kararı veren mahkeme giderlerin ödenmesi için 1 haftalık kesin süre verir ve aksi halde başvurudan vazgeçilmiş sayılacağı başvurana yazılı olarak bildirilir (HMK m. 344). 1 haftalık süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması durumunda mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.

İstinaf yoluna başvuru süresi ilamın taraflara usulüne uygun tebliğinden itibaren 2 haftadır; bu süreye dair özel hükümler saklı tutulmuştur (HMK m. 345). İstinaf başvurusu kanuni süre geçtikten sonra yapılır veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir (HMK m. 346). Bu ret kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.

Karşı tarafın istinaf dilekçesine cevap süresi, dilekçenin kendisine tebliğinden itibaren 2 haftadır (HMK m. 347). Cevap dilekçesi kararı veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir mahkemeye verilebilir. HMK m. 328 karşı tarafın katılma yoluyla davaya başvuru yapmasını düzenler; istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, bu dilekçeye karşı iki hafta içinde cevap verebilir. Ancak böyle bir durumda istinaf yoluna başvuran, talebinden feragat eder veya talebi bölge adliye mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilecektir. Taraflar ilamın kendilerine tebliğinden sonra istinaf yoluna başvurudan feragat edebilirler (HMK m. 349).

HMK m. 350, temyiz yolunda olduğu gibi, istinaf yoluna başvurunun da kararın icrasını durdurmayacağını düzenler; buna göre İcra ve İflas Kanunu m. 36 uyarınca icranın geri bırakılması kararı alınması gerekir.

İstinaf İncelemesi

Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi öncelikle dosya üzerinden incelemenin başka bir daire tarafından yapılması gerekip gerekmediği, kararın kesin olup olmadığı, başvurunun süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı, başvuru şartlarının yerine getirilip getirilmediği, başvuru sebeplerinin ve gerekçesinin gösterilip gösterilmediği konularında inceleme yapar (HMK m. 352).

Ön inceleme aşamasında dosyada bir eksiklik tespit edilmemesi durumunda inceleme aşamasına geçilir. İnceleme, kamu düzenine ilişkin konular istisna olmak üzere dilekçede gösterilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır (HMK m. 355). İstinaf incelemesi temyiz incelemesinden farklı olarak hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı değildir. İstinaf incelemesinde gerektiğinde duruşma yapılarak işin esasına girilir ve yeniden bir karar verilir[5].

HMK m. 353 inceleme aşamasında usul ve esas yönünden duruşma yapılmasına gerek olmayan halleri düzenler. Bu haller dışında inceleme duruşmalı olarak yapılır. Bu durumda HMK m. 358 uyarınca başvuran mazeretsiz olarak duruşmaya katılmazsa veya tahkikatla ilgili giderler süresi içinde yatırılmazsa, bu husus duruşma davetiyesinde belirtilmiş olmak kaydıyla, dosyanın mevcut durumuna göre karar verilir. Ancak tahkikat yapılmaksızın karar verilmesine olanak bulunmayan hâllerde başvuru reddedilir.

Bu hükümlerin yanı sıra istinaf usulüne ilişkin özel hüküm bulunmayan hallerde HMK m. 360 uyarınca ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulü uygulanır.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarının Temyizi

HMK m. 361 ile 362 temyizi kabil kararları düzenler. Buna göre bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri 25.000 TL’yi (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararları, 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç sulh mahkemesinin görevine giren davalara ilişkin kararları, yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararları, çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararları, yargı çevresi içindeki ilk derece mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukuki veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, davanın o yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye nakline ilişkin kararları ile soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararları temyiz edilemez. Bunun dışında bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz yoluna başvurulabilir.

Sonuç

Bölge Adlîye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinin Tüm Yurtta Göreve Başlayacakları Tarihe İlişkin Karar uyarınca bölge adliye mahkemeleri 20.07.2016 tarihinde göreve başlaması öngörülmüştür. Bölge adliye mahkemelerinin kuruluş, yapısı ve görevlerine ilişkin konular Kuruluş Kanunu tarafından düzenlenirken istinaf usulü ve aleyhine istinaf yoluna başvurulabilecek kararlar ile bölge idare mahkemesince yapılacak inceleme HMK tarafından düzenlenmiştir.

Kaynakça
  • 04.02.2011 tarihli ve 27836 sayılı Resmi Gazete.
  • 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmi Gazete.
  • 07.10.2004 tarihli ve 25606 sayılı Resmi Gazete.
  • 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmi Gazete.
  • Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Muhammet Özekes, Medeni Usul Hukuku, Ankara 2013, s. 880.


Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.

Diğer İçerikler

Yargıtay Kararları Işığında Medeni Usul Hukuku’nda Kesinlik Sınırı Sorunu
Hukuk Postası
Yargıtay Kararları Işığında Medeni Usul Hukuku’nda Kesinlik Sınırı Sorunu

Hukukumuzda kesinlik sınırı istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulabilmesi için kanunla öngörülmüş olan parasal sınırlardır. Alacak miktarı veya dava değeri bu belirtilen parasal sınırların üstünde olan ilk derece ve istinaf mahkemeleri kararlarına karşı bir üst mahkemeye başvurma imkanı mevcutken, parasal...

Medeni Usul Hukuku 31.10.2022
İfa Zamanı Gelmemiş Alacak İçin Açılmış Davanın Usulden Reddedilmesi Gerektiğine İlişkin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı
Hukuk Postası
İfa Zamanı Gelmemiş Alacak İçin Açılmış Davanın Usulden Reddedilmesi Gerektiğine İlişkin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Hukuk Daireleri arasında, henüz ifa zamanı gelmemiş bir alacak için açılmış bir davada, mahkeme tarafından ifa zamanı henüz gelmediği gerekçesiyle usulden mi yoksa esastan mı ret kararı verilmesi ve buna bağlı olarak tayin edilecek avukatlık ücretinin maktu veya...

Medeni Usul Hukuku 31.10.2022
Islah Prosedürünün Uygulaması ile İlgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Güncel Tarihli Kararı
Hukuk Postası
Islah Prosedürünün Uygulaması ile İlgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Güncel Tarihli Kararı

Islah genel anlamda, tarafların iddia ve savunmanın değiştirilmesi yasağına bir istisna olarak öngörülmüştür ve bu yasak sebebiyle gerçekleştiremedikleri usuli işlemleri kısmen veya tamamen düzeltmelerine denir. Islah, tek taraflı ve açık bir irade beyanıdır ve...

Medeni Usul Hukuku 31.07.2022
Belirsiz Alacak Davasının Şartlarına İlişkin Güncel Bir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
Hukuk Postası
Belirsiz Alacak Davasının Şartlarına İlişkin Güncel Bir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

Belirsiz alacak davasının koşulları son dönemde sıkça Yüksek Mahkeme’nin inceleme ve değerlendirmesine konu olmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 07.07.2021 tarihinde verdiği 2021/485 E., 2021/971 K. sayılı kararında (“Karar”), kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağına ilişkin...

Medeni Usul Hukuku Kasım 2021
Çelişkili Davranma Yasağı
Hukuk Postası
Çelişkili Davranma Yasağı
Medeni Usul Hukuku Eylül 2021
Tebligat Hukukuna İlişkin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı
Hukuk Postası
Kesin Mahkeme Kararlarına Karşı Başvuru Uygulaması
Hukuk Postası
Kesin Mahkeme Kararlarına Karşı Başvuru Uygulaması

Kanun yolları, mahkeme kararlarının denetlenerek yargılama hatalarının giderilmesini sağlaması açısından hukuk devletinin vazgeçilmezidir. Ancak, uyuşmazlıkların bir noktada sonlandırılması ve kararların kesinleşmesi gerekir. Bu Hukuk Postası makalesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu...


Medeni Usul Hukuku Mart 2021
Türk İspat Hukukunda Delil Sözleşmesi
Hukuk Postası
Türk İspat Hukukunda Delil Sözleşmesi
Medeni Usul Hukuku Ocak 2020
İsviçre Federal Mahkemesi’nin Forum Shopping Kararı
Hukuk Postası
Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarına Karşı Kanun Yoluna Başvurulması
Hukuk Postası
Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi
Hukuk Postası

Yaratıcı hukuk çözümleri için iletişime geçin.