Rekabet Kurulu’nun Zincir Marketler ve Tedarikçileri Hakkındaki Kararı
Giriş
COVID-19 salgını sürecinde, perakende gıda ve temizlik ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile üretici ve toptancı seviyesindeki tedarikçi teşebbüslerin fiyatlama davranışlarındaki rekabetçi endişeler nedeniyle Rekabet Kurumu (“Kurum”) önce bir önaraştırma ardından da soruşturma (“Soruşturma”) süreci başlatmıştı. Yürütülen kapsamlı Soruşturma süreci kısa süre önce tamamlandı ve Rekabet Kurulu (“Kurul”) dosyayı karara bağladı. Kamuoyunda da geniş yankı uyandıran Kurul’un bu kararı[1], perakende sektörüne yönelik güncel rekabet hukuku yaklaşımını gözler önüne serer.
Perakende ve Tedarik Sektörü
Kararın konusunu oluşturan hızlı tüketim mamulleri (“HTM”) perakendeciliği Kararda şu şekilde tanımlanır: raf devir hızları yüksek, kısa süreli stoklanan ve sürekli tüketilen gıda, içecek, kişisel bakım ürünleri, kozmetik ve temizlik ürünleri gibi ürünlerin son kullanıcılara satışı hizmeti. HTM perakendeciliğinde faaliyet gösteren sayıca fazla aktörü kategorize etmek için geleneksel kanal (bakkal, benzin istasyonu, kuruyemişçi, büfe, eczane ve parfümeri) ve organize kanal (süpermarketleri, hipermarketleri ve indirim marketleri) ayrımına gidildiği görülür. Karara göre, HTM perakendeciliğinin ana unsuru perakende hizmetleri ve bu hizmetleri sağlayan perakende zincirleridir.
Bununla birlikte, perakendeciler ile satışa sundukları ürünleri tedarik ettikleri üreticiler/tedarikçiler arasında ortaya çıkan dikey ilişki pazarın tedarik ayağını oluşturur.
Tedarik pazarları, tedarik edilen ürün grupları açısından gıda ve temizlik/hijyen olarak iki ana gruba ayrıma tabi tutulur. Soruşturma tarafı üretici/tedarikçilerin faaliyet gösterdikleri ana kategoriler de gıda ve temizlik/hijyen olarak iki kategori altında ele alınır.
İlgili Ürün Pazarı ve Coğrafi Pazar
Soruşturma kapsamında gıda ve temizlik/hijyen ürünlerinin perakende satışı ile üretimini/tedarikini gerçekleştiren teşebbüsler hakkında inceleme yapılır. Ancak dosya kapsamında ulaşılan sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle ilgili ürün pazarı tanımlanmaz.
Soruşturma tarafı olan tedarikçiler/üreticiler Türkiye’nin hemen her bölgesindeki perakendecilere ürün tedariki gerçekleştirir. Bununla birlikte, ilgili coğrafi pazarın tanımlanmasının ulaşılan sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle Kararda ilgili coğrafi pazar tanımı da yapılmaz.
Kurul’un Rekabetçi Endişeleri ve İhlal Tespitleri
Kararda önde gelen perakende market zincirleri ve tedarikçiler hakkında pek çok tespite yer verilir. Bu tespitler genel itibariyle rakip perakendecilerin aralarında bilgi değişiminde bulunmaları, tedarikçilerin ise bir tür merkez (hub) olarak hareket etmeleri ve yeniden satış fiyatını belirlemelerine ilişkindir. Kararda yer verilen başlıca tespitler aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
- Rakip marketlerin, aralarındaki doğrudan veya dolaylı temaslar yoluyla birbirlerinin fiyat geçiş kararlarından önceden haberdar olmaları, fiyat geçişi (ve kimi zaman fiyat artışları) konusunda koordinasyon sağlamaları ve bunu sürdürmeleri.
- Kimi tedarikçi teşebbüsler tarafından tedarik edilen muhtelif markalı ürünlere ilişkin olarak rakip marketler arasında tedarikçiler aracılığıyla fiyatların ve fiyat geçişlerinin koordinasyonunun sağlanması; yine tedarikçiler aracılığıyla rakip marketlere birbirlerinin fiyat geçiş tarihleri ve tutarları detayında bilgi aktarımının yapılması; bu kapsamda geleceğe dönük fiyatlar, dönemsel aktiviteler ve kampanyalar gibi rekabete hassas bilgilerin paylaşılması.
- Fiyat indirimine giden veya henüz fiyat artışı yapmayan teşebbüslerin fiyatlarına kimi tedarikçiler aracılığıyla “müdahale” edilerek söz konusu fiyatların “düzeltilmesinin” sağlanması; aksi halde tedarikçilere iade faturası kesmek gibi cezalandırma stratejileri yoluyla anlaşmaya uyumun sürekli olarak gözetilmesi; böylelikle söz konusu teşebbüslerin bahsi geçen ürünlerin perakende satış fiyatlarının belirlenmesi amacıyla topla-dağıt (hub and spoke) karteli niteliği de sergileyen bir anlaşma veya uyumlu eyleme taraf olmaları.
- Tedarikçilerin, gerek çalışanları vasıtasıyla raf fiyatlarının takip edilmesi yoluyla, gerekse de perakendecilerden doğrudan talepte bulunularak alt piyasadan rakiplere dair rekabete duyarlı, stratejik bilgileri elde etmeleri.
Soruşturma Taraflarının Savunmaları
Topla-dağıt karteli niteliği sergileyen bir anlaşma veya uyumlu eyleme taraf oldukları ileri sürülen tedarikçiler ve zincir marketler ile yeniden satış fiyatının belirlenmesi ihlalini gerçekleştirdikleri ileri sürülen tedarikçiler, haklarında yapılan tespitlere ilişkin olarak Kurum’a karşı yazılı ve sözlü savunmalarda bulunmuşlardır. Soruşturma taraflarının dosya kapsamında hem usule ilişkin hem de esasa ilişkin savunmalara yer verildiği görülür. Söz konusu savunmalardan bazılarına aşağıda kısaca yer verilir:
- Rakipler arasında doğrudan iletişim tespit edilemediği gibi, rekabete hassas bilgilerin diğer perakendeciler ile paylaşılması amacıyla tedarikçi(ler) ile paylaşıldığının ortaya konulamadığı; dolayısıyla topla-dağıt tipi kartelde olması gereken zorunlu unsurların bulunmadığı.
- Perakendecilik sektörünün karakteristik özelliği gereği bir kartel anlaşmasına müsait olmadığı.
- Fiyat geçişlerine ilişkin ifadelerin pazarın yapısı ve işleyişi dikkate alındığında rahatlıkla gerçekleştirilebilecek tahmin ve öngörüleri içerdiği, gözlenen paralel fiyatlama davranışlarının pazar liderini takiple veya barometrik fiyat liderliği ile açıklanabileceği, COVID-19 salgını döneminde indirimle satışa sunulan ürünler bakımından herhangi bir değerlendirmeye yer verilmeyerek sadece belirli ürünlerin seçilerek değerlendirme yapıldığı.
- Soruşturma konusu davranışların topla-dağıt tipi kartele işaret etmediği, yeniden satış fiyatının belirlenmesi olarak sınıflandırabileceği ya da bilgi değişiminin söz konusu olabileceği, dolayısıyla cezanın diğer ihlaller başlığı altında belirlenmesi gerektiği.
- Olası ihlal iddialarının ilişkili olduğu sınırlı sayıdaki ürünlerden elde edilen satış gelirinin toplam satış gelirlerinin küçük bir kısmını karşıladığı, bu durumun ceza tespiti yapılırken hafifletici unsur olarak göz önüne alınması gerektiği ya da bu ürün gruplarının cirosu üzerinden ceza hesaplaması yapılması gerektiği.
Karar: Rekor İdari Para Cezası
Yürütülen kapsamlı Soruşturma sonucunda Kurul, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u (“4054 sayılı Kanun”) ihlal ettiği kanaatine vardığı teşebbüslere toplam 2.7 milyar TL tutarında idari para cezası uyguladı. Böylece, Türk rekabet hukuku tarihinin en yüksek idari para cezalarından biri verilmiş oldu. Kararda belirtildiği üzere Kurul;
- Rakip perakende zincirlerinin doğrudan veya ortak tedarikçiler aracılığıyla dolaylı temaslar yoluyla fiyat geçişlerinin koordinasyonunu sağladıkları, rekabete hassas bilgileri paylaştıkları, tedarikçiler aracılığıyla rakip fiyatlarına müdahale ettikleri ve müdahalelere uyulmadığı durumlarda tedarikçiye iade faturası kesmek gibi cezalandırma stratejileri yoluyla teşebbüsler arasındaki danışıklılığa uyumu sürekli olarak gözettikleri; böylelikle perakende satış fiyatlarının tespiti amacına sahip, topla-dağıt (hub and spoke) özelliği de sergileyen kartel niteliğindeki anlaşma veya uyumlu eylemler yoluyla, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiklerine, ayrıca,
- Zincir marketlerle birlikte, soruşturma tarafı tedarikçilerden birinin kendi ürünleri bakımından söz konusu perakendeciler arasında raf fiyatları ve fiyat geçişleri konusunda danışıklılığın/koordinasyonun sağlanması ve bu danışıklılığın sürdürülmesi, yine bu çerçevede perakendecilerin geleceğe dönük fiyatları ve fiyat geçiş tarihleri gibi rekabete hassas bilgilerin paylaşımına aracılık etmesi yönüyle açıkça perakende satış fiyatlarının tespiti amacına sahip topla-dağıt (hub and spoke) kartel görünümünde ortaya çıkan anlaşmalar veya uyumlu eylemler yoluyla 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiğine ve bu ihlal nedeniyle perakendeciler ile birlikte ve eşit derecede sorumlu olduğuna
karar verdi.
Sonuç
Kurul’un gündeme oturan Kararının Türk rekabet hukukuna olan etkilerinin uzun süre tartışılacağı değerlendirilir. Zira ceza alan teşebbüslerin Karara karşı idari yargı yoluna başvuracakları da beklenmektedir. Öncelikle Karar, Kurul’un topla-dağıt (hub and spoke) kartel ve bilgi değişimi kavramlarına dair yaklaşımını perakende sektörü açısından gözler önüne serer. Kurul’un 2.7 milyar TL’lik yıkıcı para cezasının ardından sektörde faaliyet gösteren perakendeci ve tedarikçilerin pazardaki davranışlarına ilişkin önemli bir hassasiyet geliştirecekleri şüphesizdir. Ancak çoğu sektörde olduğu gibi rekabet etmek için kapsamlı bilgi ve veri analizi gerektiren perakende sektöründe, teşebbüslerin rekabet hukuku kurallarına tam uyum göstermeleri için bir kılavuza ihtiyaç duyacakları da öngörülür.
- Kurul’un 28.10.2021 tarihli ve 21-53/747-360 sayılı gerekçeli kararı.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.