Çevrimiçi Satışlara Yeni Bir Bakış: Rekabet Kurulu’nun BSH Kararı
Giriş
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“BSH”) tarafından yetkili bayilerinin çevrimiçi pazaryerleri üzerinden satış yapmasının yasaklanması uygulamasına menfi tespit veya muafiyet tanınması talebini değerlendirdiği gerekçeli kararı yayınlandı.[1] Karar, Kurul’un bayilerin çevrimiçi platformlar üzerinden satış yapmalarının tamamen kısıtlanması yönündeki uygulamalara muafiyet tanımadığını göstermesi nedeniyle önem arz eder.
BSH Hakkında Bilgi
BSH, küçük ve büyük ev aletlerinin üretimi, ithalatı, ihracatı, yurt içinde dağıtımı ve pazarlanması ile satış sonrası servis hizmetlerinin verilmesi alanlarında faaliyet gösteren bir teşebbüstür. BSH, Türkiye’de Bosch, Siemens, Profilo ve Gaggenau markaları ile faaliyet gösterir. Bu markaların ürün portföyü buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, fırın gibi büyük ev aletleri ile elektrikli süpürge, ütü, mutfak robotu gibi küçük ev aletlerinden oluşur. Nitekim, kararda her ürünün diğerlerinden bağımsız bir ilgili ürün pazarı teşkil ettiği belirtilir. BSH, Bosch, Siemens ve Profilo markaları altında ürettiği veya tedarik ettiği ürünlerin perakende satışını seçici dağıtım ağıyla gerçekleştirir. BSH’ın dağıtım sistemini oluşturan Bosch ve Siemens markalarının yetkili satıcıları, münhasır bayi olarak çalışır. Başka bir deyişle, söz konusu satıcılar BSH’ın temin ettiği ürünlere rakip hiçbir ürünü satmaz. Yetkili bayiler, BSH ürünlerinin satışını kendilerine ait internet siteleri ve/veya pazaryerleri aracılığıyla gerçekleştirebilme hakkına sahiptir. Kararda, BSH’ın seçici dağıtım sistemi kurmasına yönelik temel amacının, BSH ürünlerinin marka değerinin ve imajının korunması olduğu ifade edilir. Önemli bir husus olarak BSH, ürünlerin tedarik önceliğini yetkili satıcılara vermek suretiyle kendisine ait internet siteleri vasıtasıyla da internet üzerinden satış yapar.
Karara Konu Uygulama
BSH tarafından Kurul’a yapılan başvuruda, BSH’ın yetkili bayilerinin, çevrimiçi pazaryeri olarak adlandırılan N11, Amazon, Trendyol, Morhipo, Hepsiburada gibi platformlarda satış yapmasının yasaklanmasını konu alan uygulamasına menfi tespit verilmesi veya muafiyet tanınması talep edilir. Başvuruya konu uygulama, BSH tarafından hazırlanan sirkülerde şekillenir. Sirkülerde, çevrimiçi pazaryerlerinde yapılan satışlarda BSH ürünleri hakkında yanıltıcı bilgiler ile kurumsal kimlik, marka imajı, kalite ve güvenlik standartlarına uygun olmayan içeriklerin söz konusu olduğu gerekçesine dayanılarak yetkili bayilerin çevrimiçi pazaryerleri aracılığıyla satış yapmaları yasaklanır. Satış yasağının ihlal edilmesi durumunda BSH’ın yetkili bayiyi yazılı olarak ihtar edeceği, aykırılık giderilmezse yetkili bayinin sözleşmesinin haklı sebeple feshedilebileceği öngörülür.
Konuya İlişkin Yasal Düzenlemeler
Karara konu muafiyet başvurusu, BSH tarafından yetkili satıcıların pazaryerleri üzerinden çevrimiçi satış yapmalarının tamamen sınırlandırılmasına yöneliktir. BSH ile yetkili satıcılar arasındaki dikey ilişki, seçici dağıtım sistemi niteliğindedir. Seçici dağıtım sistemi ile sağlayıcılar, ürünlerin belirli standartları taşıyan yerlerde ve teknik bilgiye sahip kişilerce satılmasının tüketici talebini olumlu etkileyeceği düşüncesiyle hareket eder. Seçici dağıtım sistemi, lüks marka imajı oluşturmak ve bu imajı korumak nedenleriyle tercih edilebilir. Kurul, rekabeti kısıtlayıcı etkiler barındıran seçici dağıtım sisteminin makul ve orantılı gerekçelere dayanıp dayanmadığı hususunun Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz’un (“Dikey Kılavuz”) 171. paragrafı çerçevesinde incelenmesi gerektiğini ifade eder. Anılan koşulların karşılanamaması durumunda ise 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 4. maddesini ihlal edecek olan anlaşmanın muafiyet değerlendirmesine tabi tutulması gerekir.
Karara konu seçici dağıtım sisteminin nitel seçici dağıtım sistemi olduğu söylenebilir. Zira, nitel seçici dağıtımda dağıtıcılar, satış personelinin eğitilmesi, verilen hizmet, belirli ürün yelpazesinin satılması gibi ürünün niteliği gereği objektif kıstaslara dayalı olarak seçilir. Bu kriterlerin uygulanması dağıtıcıların sayısını doğrudan kısıtlamaz.
Dikey Kılavuz’un 171. paragrafı uyarınca nitel seçici dağıtım sistemlerinin genellikle üç koşulu karşılaması halinde rekabeti kısıtlayıcı etkiler doğurmadığından 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinin kapsamı dışında kabul edileceği ifade edilir. Söz konusu koşullardan ilki, ilgili ürünün niteliği, kalitenin korunması ve uygun kullanımının temini için bir seçici dağıtım sisteminin gerekli olmasıdır. İkincisi, yeniden dağıtıcıların kalite temelli objektif, ayrımcılıktan uzak kriterlere göre seçilmesidir. Üçüncüsü, uygulanan kriterlerin gerekli olandan daha fazla olmamasıdır. Aranan nitelikleri taşımayan seçici dağıtım sistemi ise, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal eder. Bununla birlikte, bu nitelikteki bir sistemin de grup muafiyetinden veya bireysel muafiyetten yararlanması olasıdır. 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği (“2002/2 sayılı Tebliğ”) uyarınca, sağlayıcının dikey anlaşma konusu mal veya hizmetleri sağladığı ilgili pazardaki pazar payının %30’u aşmaması durumunda, ilgili anlaşma Kanun’un 4. maddesinin uygulanmasından muaf tutulur. Bununla birlikte, 2002/2 sayılı Tebliğ uyarınca perakende seviyesinde faaliyet gösteren sistem üyelerinin son kullanıcılara yapacakları aktif veya pasif satışların kısıtlanması ile sistem üyelerinin kendi aralarındaki alım ve satımın engellenmesi, ağır sınırlama olarak değerlendirilir. Anlaşmanın bu yönde hükümler içermesi durumda ilgili anlaşma grup muafiyetinden yararlanamaz. Bu kapsamda, internet satışlarının pasif satış olarak kabul edildiği göz önünde bulundurulduğunda seçici dağıtım sistemlerinde sistem üyesi alıcılara getirilecek pasif satış yasakları grup muafiyeti dışında kalır.
Dikey Kılavuz’un 29. paragrafında bayilere getirilen kısıtlamaların amacının internet üzerinden satışı ve fiyat rekabetini engellemek olmaması gerektiği düzenlenir. Nitekim Kurul, sağlayıcının tek tip ve ürünün kendine has nitelikleri doğrultusunda şartlar ve gerekçeler öne sürmeden genel olarak platformlardan satışı yasaklamasını ihlal olarak değerlendirir.
BSH’ın Savunmaları ve Kurul’un Yaklaşımı
BSH, savunmaları kapsamında marka imajını koruyabilmek amacıyla pazaryerlerindeki satışların kısıtlandığını ileri sürer. BSH ürünlerinin üçüncü şahısların markasından oluşan alan adını taşıyan bir sayfada pazarlanmak zorunda kalınması durumunda tüketicinin buraya ulaşabilmesi için mutlaka üçüncü şahsın logosunu taşıyan internet sitesinden giriş yapması gerektiğini ve bu durumun marka imajı açısından endişe barındırdığını ileri sürer. Bununla birlikte Kurul, değerlendirmesi kapsamında platformların BSH’ın marka imajını koruyabilmek için gerekli göreceği önlemlerin gerçekleştirilebilmesi amacıyla iş birliği yapmaya açık olduğunu, dizayn çalışmalarının yapılabileceğini ancak bu konuda kendileriyle herhangi bir iletişim kurulmadığını belirtir. Bu doğrultuda BSH tarafından pazaryerlerinde yapılan satışların belirli kriterler getirmek yerine tamamen yasaklanmasının marka imajını koruma amacı ile orantılı olmadığı kanaatine varılır.
BSH tarafından ileri sürülen bir diğer savunma ise pazaryeri niteliğindeki satış platformlarında ürün görseli ve ürün bilgilerinin eksik veya yanıltıcı olabilmesidir. BSH’ın bu alanlarda hukuken veya fiilen kontrol ve müdahale imkânının olmadığı vurgulanır. Kurul ise fiziksel kanallarda bayilere yüklenen sorumluluklar ve ürün tanıtımı için katlanılan maliyetlerin yönetimi ile bu süreçlerin sağlayıcı tarafından kontrol ve süreçlere müdahale imkânının çevrimiçi kanallarda da mümkün olabildiğini ifade eder. İlaveten, doğrudan bayilerle kurulacak sözleşme ilişkileriyle de sağlayıcıların kontrol hakkının doğabileceği değerlendirilir.
BSH, tüketicilerin satın alma öncesi danışma, satın alma süreçleri, teslimat, montaj, iade ve onarım aşamalarında pazaryeri üzerinden talep ve şikâyetlerini ilettiklerini, satıcı ile doğrudan iletişime geçme imkanlarının kısıtlı olduğunu ve bu nedenle, sorunların çözümünde gecikmeler yaşanabileceğini ifade eder. Kurul ise pazaryerinde alıcı ile satıcı arasındaki iletişim kanalının etkinliğinin arzulanan seviyede olmasının sağlanabileceğini belirtir. Ayrıca, yetkili bayiler ile kurulacak sözleşme ilişkisi neticesinde de sorumluluğun ilgili yetkili satıcıya yüklenebileceğini belirtir.
BSH tarafından ileri sürülen bir diğer endişe ise pazaryerlerinde yetkili olan ve olmayan satıcıların bir arada bulunması ve böylelikle tüketicinin gözünde yetkili olan satıcı ile yetkili olmayan satıcının eşitlenmiş olmasıdır. Bu durumun markanın imajı ve kurumsal kimliği ile çeliştiği ifade edilir. Kurul, yetkili satıcı unvanın, ürün sayfasında veya satıcı hakkında bilgi sayfasında görünür bir şekilde belirtilmesinin uygulanabilir bir yöntem olduğu ortaya koyar ve bunun tüketicileri yanıltıcı uygulamaları da azaltacağını belirtir.
İlaveten BSH, ürünlerinin pazaryerlerini web sayfalarında diğer vitrinlerle birlikte gösteriliyor olmasının bu ürünlerin BSH ve diğer bilenen markaların mallarına eşdeğerde olmamalarına rağmen tüketici gözünde aynı ürün muamelesi yapmasının marka değerine zarar verdiğini ileri sürer. Kurul ise fiziksel satışın yapıldığı alışveriş merkezlerinde de aynı nitelikte ürün satan pek çok farklı markanın yan yana hizmet verdiğini vurgular.
Grup Muafiyeti Değerlendirmesi
Kurul, BSH’ın bayilerinin çevrimiçi platform vasıtasıyla yapacağı satışlara yönelik herhangi bir niteliksel kriter getirmeden bu satışları bütünüyle kısıtlamasını, ilgili yasaklamanın doğrudan veya dolaylı olarak internet satışlarının engellenmesini, sağlayıcı tarafından öngörülen şartların eşdeğerlik prensibine aykırı olmasını, alıcıların dağıtım kanalı olarak interneti kullanmasının caydırıcı nitelikte olmasını ve yine seçici dağıtım sistemi üyelerinin son kullanıcılara yapacakları aktif ve pasif satışların yasaklanmasını ağır sınırlama niteliğini haiz olarak nitelendirir ve anlaşmanın 2002/2 sayılı Tebliğ’de öngörülen grup muafiyetinden yararlanamayacağını ifade eder. Kurul, seçici dağıtım sistemlerinde yetkili satıcılara fiziki kanallardaki satışları için getirilen kriterlerin eşdeğerinin aynı amaca yönelik olarak çevrimiçi platformlarda da uygulanabileceğini ortaya koyar. Buna ek olarak Kurul, yetkili satıcıların pazaryerlerinde ve kendi internet sitelerinde uymaları gereken kalite temelli objektif kriterlerin belirlenmesiyle, pazaryerlerinde satış yapmak isteyen tüm bayilerin makul, eşit ve ayrımcı olmayacak şekilde belirlenen kriterleri karşılamak kaydıyla çevrimiçi pazaryerlerinde satış yapmak için yetkilendirilmesinin mümkün olduğunun altını çizer. Kurul, anılan nedenlerle anlaşmanın grup muafiyetinden yararlanamayacağını ifade eder ve bireysel muafiyet için 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde öngörülen koşulların varlığını somut olay bazında değerlendirir.
Bireysel Muafiyet Değerlendirmesi
Bireysel muafiyet değerlendirmesi çerçevesinde Kurul, (i) malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması, (ii) tüketicinin bundan yarar sağlaması, (iii) ilgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması ve (iv) rekabetin (a) ve (b) bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorunlu olandan fazla sınırlanmaması kriterlerini değerlendirir. Söz konusu kriterlerin tamamının başvuruya konu uygulama bakımından mevcut olması durumunda ilgili uygulama 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında değerlendirilmez ve bireysel muafiyetten yararlanır.
Kurul, BSH’ın etkinlik kazanımına yönelik açıklamalarının bedavacılığı önlemeye, dağıtım sisteminin etkinliğini ve marka imajını korumaya çalışma amacına hizmet etmediği ve bu nedenle etkinlik kazanımı amacının mevcut olmadığı sonucuna ulaşır. Ayrıca, internet satışlarına yönelik bir yasaklama yoluyla marka imajının korunmaya çalışılmasının sektördeki diğer rakiplerce sıklıkla tercih edilen bir yol olmadığını vurgular. İlaveten, olası bir bedavacılık probleminin BSH’tan çok bayiler bakımından etki doğurabileceğini ifade eder.
Tüketici yararının sağlanması kriteri çerçevesinde Kurul, çevrimiçi kanallardan arama motorları, karşılaştırma siteleri, şikâyet siteleri ve pazaryerlerinin satın alma işlemi öncesi ürün araştırmasının yapıldığı öncelikli kanallar olduğunu, çevrimiçi pazaryerlerindeki ürün yorumlarının ise tüketicilerin satın alma kararında etkili olan kanalların en başında geldiğini ifade eder. Pazaryerlerinin markanın internet sitesine tercih edilmesinin en yaygın sebebinin ise uygun fiyatlar olduğunu ortaya koyar. Anılan nedenler dikkate alındığında, pazaryerlerinin düşük fiyatlarla tüketici faydası sağladığını, dolayısıyla böyle bir kanalın tamamen kısıtlanması ile tüketici faydasının ortaya çıkacağının iddia edilemeyeceğini ifade eder.
İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması kriteri kapsamında Kurul, çevrimiçi pazaryeri yasaklarının dengeyi büyük perakendeciler lehine çevirerek, küçük perakendeciler için pazara girişi ve pazarda satış yapmayı daha zor hale getirerek fiyat rekabetini sınırlayacağını ifade eder. Ayrıca, yetkili bayilerin fiziksel kanallardan sonra görünürlüklerinin en yüksek olduğu mecranın çevrimiçi platformlar olduğunu ve bu nedenle, ilgili yasaklama neticesinde yetkili satıcıların internet kanalına ve tüketiciye erişiminin önemli ölçüde kısıtlanacağını değerlendirir. Bu kapsamda Kurul, incelemeye konu sınırlamanın çevrimiçi kanalda etkin rekabetten daha az satıcının faydalanmasına yol açarak marka içi ve markalar arası rekabeti azaltabileceğini belirtir.
Son olarak Kurul, anlaşmada yer alan rekabet sınırlamalarının gerekliliğini, zorunluluğunu ve elde edileceği iddia edilen faydaların rekabeti daha az kısıtlayıcı alternatif yollarla elde edilip edilemeyeceğini değerlendirir. 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinin a ve b bentlerinde yer alan koşulların sağlanamaması nedeniyle Kurul, son kriterin de sağlanamadığına kanaat getirir.
Sonuç
Kurul, BSH’ın yetkili bayileri arasındaki sözleşmelerin ve başvuruya konu sirkülerin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal eden hükümler içermesi nedeniyle söz konusu uygulamalara menfi tespit belgesi verilemeyeceğine karar verir. Ayrıca, BSH ile yetkili bayileri arasında imzalanan bayilik sözleşmelerinin ekindeki sirkülerde yer alan ve BSH’ın yetkili bayilerinin çevrimiçi pazaryeri olarak adlandırılan platformlarda satış yapmasının tamamen yasaklanmasını ve ilgili yasağa uymayan yetkili bayilere çeşitli yaptırımlar uygulanmasını öngören düzenlemelerin 2002/2 sayılı Tebliğ kapsamında grup muafiyeti kapsamında olmaması ve 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde sayılan şartların hiçbirini sağlamaması nedeniyle bireysel muafiyetten faydalanamayacağına karar verir. Karar, Kurul’un bayilerin çevrimiçi satışlarının tamamen kısıtlanmasına yönelik uygulamalara tolerans göstermediğini ortaya koyar.
- Rekabet Kurulu’nun 16.12.2021 tarihli ve 21-61/859-423 sayılı kararı.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Son yıllarda rekabet hukukunun küresel çapta en gözde terimlerinin başında gelen çalışan ayartmama anlaşmaları, Rekabet Terimleri Sözlüğü’nde “bir teşebbüsün bir başka teşebbüsün çalışanlarına iş teklif etmemesine veya bu çalışanları işe almamasına ilişkin olarak doğrudan veya dolaylı şekilde yapılan...
Rekabet Kurulu (“Kurul”), teşebbüslerden bilgi talep etme konusunda geniş yetkilere sahiptir. Bu yetkinin hukuki dayanağını 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 14. maddesi oluşturur. Anılan hüküm uyarınca Kurul, kanunla kendisine verilen görevleri yerine getirirken gerekli...
Dünyadaki rekabet otoriteleri, son yıllarda işgücü piyasasındaki rekabet ihlallerine giderek daha fazla odaklanmakta; bu kapsamda yeni düzenlemeler ve rehberler yayımlamaktadır. Buna örnek olarak, ABD Adalet Bakanlığı ile Federal Ticaret Komisyonu’nun ortak rehberi, Japonya Adil Ticaret Komisyonu’nun...
Genel Veri Koruma Tüzüğü’nün (General Data Protection Regulation, “GDPR”) 8. bölümü, ilgili kişilerin GDPR kapsamındaki haklarının ihlal edilmesi durumunda başvurabilecekleri hukuki yolları düzenler. Bu kapsamda öncelikle her ilgili kişi; yerleşik oldukları, çalıştıkları veya ihlalin gerçekleştiği iddia edilen...
Birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısının şekillenmesinde kritik bir rol oynar. Bu tür işlemler, ürün ve hizmetlerin daha düşük fiyatlarla sunulabilmesi, yeni ürün ve teknolojilerin geliştirilmesi ve kalite artışı gibi olumlu sonuçlar doğurabilse de pazarın yoğunlaşmasına yol açarak etkin rekabetin...
Teknolojik gelişmeler ve beraberinde getirdiği teknolojik imkânlar, piyasa aktörlerinin rekabet edebilirliğine katkı sunmada şüphesiz önemli rol oynuyor. Bu anlamda teşebbüsler tarafından kamuya açık fiyatlarının takip edilmesi ve teşebbüsün kendi fiyatlandırmalarına optimize edilmesini sağlayan fiyatlandırma...
15 Şubat 2009 tarihli ve 27142 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik (“Eski Ceza Yönetmeliği”) yürürlükten kaldırıldı. Rekabet Kurulu’nun...
Rekabet Kurulu (“Kurul”), son yıllarda perakende sektöründeki teşebbüslerin faaliyetlerini dikkatle takip ediyor. Perakende sektöründeki yatay ihlaller, Kurul’un rekor idari para cezaları ile birlikte kamuoyunda oldukça ses getirdi. Yeniden satış fiyatının belirlenmesi (“YSFB”) ile bölge ve müşteri kısıtlamaları gibi dikey...
Yakın dönem itibarıyla birçok otomobil üreticisi, karbon emisyonlarını azaltma hedeflerini duyurmuş, pek çok marka, üretim süreçlerinden araçların kullanım ömrüne kadar sıfır karbon hedefleri belirlemiştir. Elektrikli araçların, fosil yakıtlı otomobillere kıyasla üretim aşamasında çok daha fazla karbon ayak izi ortaya...
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 15. maddesi uyarınca Rekabet Kurulu (“Kurul”), kendisine verilen görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü hallerde, teşebbüslerde yerinde inceleme gerçekleştirebilir. Yerinde inceleme esnasında Kurul, teşebbüslerin fiziki ve elektronik...
İşgücü piyasalarındaki teşebbüsler arası anlaşma ve bilgi değişimleri son dönemde Rekabet Kurumu (“Kurum”) tarafından açılan çeşitli önaraştırma ve soruşturmalarda incelenmekteydi. Bazı teşebbüslerin idari para cezalarına muhatap olduğu bu soruşturmalar sonrasında ise, konuya ilişkin bir Kılavuz...
Ekol Lojistik A.Ş.’nin (Ekol) kara yolu ile uluslararası taşımacılık faaliyetlerini kapsayan iş kolunun, DFDS A/S (DFDS) tarafından devralınması işlemine Rekabet Kurulu (Kurul) tarafından izin verilen karar, rekabet hukuku gündeminde son dönemde en çok dikkat çeken işlemlerden biri olarak öne çıkmıştır...
Rekabet Kurulu (“Kurul”), teşebbüslerden bilgi talep etmek konusunda geniş yetkilere sahiptir. Kurul’un bilgi isteme yetkisinin dayanağı 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 14. maddesidir. İlgili hüküm uyarınca Kurul, 4054 sayılı Kanun’un kendisine verdiği görevleri yerine...
Doğuş Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş.’nin (Doğuş) yetkili satıcı ve bayilerine, satış ve satış sonrası hizmetlerde istihdam edilen personele uygulanmak üzere baz ücret tavsiye edilmesi uygulamasına muafiyet verilmesi için Rekabet Kurumu’na başvuruda bulunulmuştu...
Instagram’a, 02.08.2024 tarihinden itibaren Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından re’sen erişim engeli getirildi. 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Yasası’nın 8. Maddesi uyarınca BTK’nın re’sen erişimin...
Bilindiği üzere, işveren teşebbüsler arasında çalışanlarına yönelik olarak yapılan ücret belirleme ve çalışan ayartmama anlaşmaları ile rekabete duyarlı bilgi paylaşımları, Rekabet Kurumu da ("Rekabet Kurumu") dâhil olmak üzere, tüm dünyada rekabet otoritelerinin incelemesi altındadır...
Otomotiv sektörü, dünyanın en büyük yatırımlarının yapıldığı sektörler arasında yer alır. Rekabet Kurulu’nun da (“Kurul”) yıllar içerisinde otomotiv sektörü ile yakından ilgilendiği, bu alanda çeşitli incelemeler ve çalışmalar yürüttüğü gözlenir...
Dijital platformların veri toplama ve işleme faaliyetleri kaynaklı rekabet endişelerine yönelik rekabet otoriteleri tarafından yürütülen incelemeler ve sonucunda uygulanan ağır yaptırımlar yoluna hız kesmeden devam ediyor...
Türkiye'deki startup ekosistemi son yıllarda önemli bir büyüme göstermektedir. 2023'ün son çeyreğinde 81 girişim, toplamda yaklaşık 60 milyon dolar yatırım aldı. 2022-2023 üçüncü çeyrek dönemleri karşılaştırıldığında ise yatırım sayıları benzer seviyelerde kalsa da yatırım miktarları düşüş gösterdi...
Topla-dağıt (hub and spoke) karteli, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (“4054 sayılı Kanun”) kapsamında açıkça tanımlanmayan ve düzenlenmeyen bir ihlal türüdür. Topla-dağıt kartelinin unsurları bakımından yabancı rekabet otoritelerinin, özellikle Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasalar...
Rekabet Kurulu (“Kurul”), Sunny Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“Sunny”) hakkında verdiği kararla yeniden satış fiyatının tespitine yönelik kararlar dizisine bir yenisini daha ekledi. Kurul kararda Sunny’nin sağlayıcısı olduğu tüketici elektroniği ve küçük ev aletlerine yönelik yeniden satıcıların satış fiyatlarına müdahale...
Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) son dönemlerde hızlı tüketim malları, işgücü ve emek piyasası, ilaç ve çimento gibi son derece çeşitli sektörleri mercek altına aldığı görülmektedir. Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) Ekim ayında yayınlanan gerekçeli kararları incelendiğinde ise kozmetik sektöründe de yeniden satış...
Jules Verne, “Yeryüzünde her şeyin ömrü sınırlıdır, ilelebet var olacak bir şey insan elinden çıkamaz” der. Belki de değişim hepimizin hayatında değişmeyen tek kavram. İnsanlık iki büyük dünya savaşına ve sayısız kriz dönemine rağmen son yüzyılda büyük bir değişim ve dönüşüm içinde. Artık daha hızlı arabalar ve...
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin (“FIFA”) 16 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında, FIFA Konseyi tarafından FIFA Futbol Menajerliği Talimatı (“Talimat”) onaylanmıştır. Bu Talimat’ta futbol menajerlerinin hak kazandıkları ücrete üst sınır getirilmesi, lisans koşullarına sınav zorunluluğunun...
Yeniden satış fiyatının belirlenmesi ihlali, son zamanlarda revize edilen AB Dikey Grup Muafiyet Yönetmeliği (VBER) kapsamında hala açık ve ağır (hardcore) bir kısıtlama olarak kabul edilmekte olup, bu da söz konusu ihlal türünün diğer bazı dikey anlaşma türlerinin aksine TFEU (Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma)...
Rekabet hukukunda, özellikle birleşme ve devralma işlemleri bakımından teşebbüs kavramının doğru şekilde belirlenmesi son derece önemlidir. Ekonomik bütünlük kavramı, teşebbüslerin hangi ekonomik birimleri kapsadığını ortaya koyma amacı taşır. Ekonomik bütünlük ve aile bağları arasındaki ilişki ise özellikle...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde incelemenin engellenmesi nedeniyle sıklıkla idari para cezası verdiği, yerinde incelemelere ilişkin hem Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) hem de teşebbüslerin hukuki ve teknik tedbirler aldığı bugünlerde çarpıcı bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi...
Bilişim teknolojilerinin günümüzde hızla gelişmesi ve internet kullanımının giderek artması sonucu ürün ve hizmetlerin tanıtımı ve tüketiciyle buluşmasında çevrimiçi reklamcılık önemli bir kaynak haline gelmiştir. Kullanıcı geçmişi, beğenileri gibi kullanıcıların internet üzerinde bıraktığı dijital ayak izleri aracılığıyla...
Seçici dağıtım sistemleri, sağlayıcıların anlaşma konusu malları veya hizmetleri sadece belirlenmiş kriterlere dayanarak seçtiği dağıtıcılara doğrudan veya dolaylı olarak satmayı taahhüt ettiği, bu dağıtıcıların da söz konusu malları veya hizmetleri yetkilendirilmemiş dağıtıcılara satmamayı...
Hiç şüphesiz COVID 19 pandemisinden beri Rekabet Kurumu’nun en yoğun çalıştığı sektörlerin başında hızlı tüketim malları geliyor. Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri perakendeciler hakkında başlayan soruşturmaların habercisi olan Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği (“HTM”) konusunda başlayan...
Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM” veya “Mahkeme”) 2020/67 E. 2022/139 K. sayılı 09.11.2022 tarihli kararında (“Karar”) ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (“7246 sayılı Kanun”) bazı maddelerinin iptal edilmesi talep edilmiştir. Bu maddeler, 4054 sayılı...
Türk rekabet hukukunda, belirli birleşme ve devralma işlemlerinin hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması zorunludur. 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 7. maddesi uyarınca Kurul, izne tabi birleşme ve devralma işlemlerini belirleme...
Rekabet Kurulu (Kurul) geçtiğimiz yıllarda banka ve finansal kuruluşlar hakkında yürüttüğü bir önaraştırma kapsamında, kendilerinden talep edilen bilgileri zamanında veya hiç sağlamadıkları gerekçesiyle bazı bankalar hakkında idari para cezası uygulanmasına karar vermişti. Kurul tarafından idari para cezasına...
Dünyaca ünlü bir ticaret şirketi olan Amazon, dünyanın en büyük çevrimiçi alışveriş platformunu işletir. Amazon, arka planda ticari kararları çoğunlukla ilgili pazar verilerinden beslenen otomatik sistemler tarafından yönlendirilen veri odaklı bir şirkettir. Bununla birlikte, Amazon’un bir platform olarak ikili bir rolü...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) yerinde inceleme yetkisi, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) ihlal edilip edilmediğinin ortaya çıkarılmasında kullanılan en önemli araçların başında gelir. Bu yetkinin etkin bir şekilde kullanılması, incelemelerden verimli sonuçlar elde edilebilmesi...
Harese, ilginç bir Arapça kelime. Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve dikeni büyük bir hırsla yer. Öyle ki yedikçe ağzı kanar, ama yemeyi bırakmaz. Dikenin tadına, kendi kanının tuzlu tadı karışır. Bu karışık tat onu adeta çılgına çevirir. Kanadıkça yer. Sonunda kan kaybından...
Türkiye’nin önde gelen televizyon içerik sağlayıcısı Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş. (“Digiturk”), sıklıkla Rekabet Kurumuna (“Kurum”) yapılan şikayetlere konu olur ve incelendiğinde Rekabet Kurulunun (“Kurul”) neredeyse her yıl Digiturk hakkında karar aldığı görülür. Söz konusu kararlara...
Fransız Rekabet Otoritesi (Autorité de la Concurrence), çevrimiçi reklamcılık sektörüne ilişkin olarak Criteo SA’nın (“Criteo”) şikayeti üzerine başlatılan rekabet hukuku incelemesi çerçevesinde, Fransa pazarındaki rekabetçi endişeleri ortadan kaldırmak amacıyla Meta Platforms Inc., Meta Platforms Ireland Ltd...
Yerinde İncelemelerde Dijital Verilerin İncelenmesine İlişkin Kılavuz (“Kılavuz”) ile Rekabet Kurulu’na (“Kurul”) tanınan teşebbüse ait dijital ortamlarda inceleme yetkisinin kapsamı genişletilirken, günümüzde teşebbüs çalışanları tarafından dijital verilerin silinmesi gerekçesiyle teşebbüse...
Türk rekabet hukuku bakımından görece yeni bir ihlal türü olan hub and spoke karteli, bir pazarda yatay düzeydeki faaliyetleri ile tedarikçi veya perakendeci seviyesinde rakip olan iki bağımsız teşebbüsün, üretim veya dağıtım zincirinin farklı bir seviyesinde faaliyet gösteren bir başka teşebbüs aracılığıyla...
Uzlaşma mekanizması, Türk rekabet hukuku uygulamasına henüz yeni girmiştir. İlgili mekanizma 16.06.2020 tarihinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da (“Kanun”) yapılan değişiklikle yürürlüğe konmuş olup, yalnızca iki yıldan az bir süredir uygulamadadır...
E-pazaryeri platformları, ekonomiden aldıkları pay ve büyüme hızlarındaki artış nedeniyle dünya üzerindeki birçok rekabet otoritesinin olduğu gibi Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) da merceği altındadır. Kurum’un e-pazaryeri platformları hakkındaki inceleme sürecinin ilk adımı...
4 Mart 2022 tarihli ve 31768 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ (“Değişiklik Tebliği”) ile Rekabet Kurulu’ndan (“Kurul”) izin alınması gereken işlemlere ilişkin...
Bir Mezopotamya efsanesi olan Şahmaran’ın Tarsus’ta geçtiği varsayılır. Efsaneye göre yılanların şahı, ölümsüz ve bilge “Şahmaran”dır. Şahmaran, yılanları ile birlikte mağarasında yaşayan güzel bir kadın olarak anlatılır. Yerin yedi kat altında yaşar, gövdesi yılan, başı...
COVID-19 salgını sürecinde, perakende gıda ve temizlik ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile üretici ve toptancı seviyesindeki tedarikçi teşebbüslerin fiyatlama davranışlarındaki rekabetçi endişeler nedeniyle Rekabet Kurumu...
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) son dönemde yayınlanan kararlarına bakıldığında, yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılmasına ilişkin verilen kararların sayısında geçmişe kıyasla önemli bir artış olduğu gözlemlenir. Bu durum, Kurul kararlarına da yansıdığı üzere...
Avrupa Komisyonu, 2019 yılından bu yana Credit Suisse, UBS, Barclays, RBS ve HSBC’nin döviz spot ticaret (spot trading - Forex) piyasasındaki danışıklı davranışlarını soruşturuyordu. Komisyon, 02.12.2021 tarihli son basın açıklaması ile soruşturmanın sonuçlandığını duyurdu...
Son yıllarda rekabet hukuku alanındaki değişim tam anlamıyla baş döndürücü. Özellikle dijitalleşme rekabet hukuku kurallarının adeta yeniden yazılmasını gerektiriyor. Rekabet hukuku e-ticaret ve dijital platformlar konusundaki tüm arayışların merkezinde...
Rekabet Hukukunda İhtiyati Tedbir: Türk Rekabet Kurulu’nun Perakendeciler, WhatsApp ve Trendyol Kararları