7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kapsamında Çekte İbraz ve Mücbir Sebep
Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan yeni tip koronavirus hastalığı (“Covid-19”) ve salgınına karşı alınan önlemler kapsamında 25.03.2020 tarihli ve 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”) 26.03.2020 tarih ve 31080 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanun, diğer düzenlemelerin yanında Covid-19 salgınına ilişkin idari ve hukuki tedbirler öngörmektedir. Aşağıda Kanun’un Geçici 1’inci maddesi, 5941 sayılı Çek Kanunu (“Çek Kanunu”) ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) kapsamında ve özellikle TTK’da düzenlenen çeke özgü mücbir sebep halinin uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin olarak incelenecektir.[1]
7226 sayılı Kanun Geçici Madde 1 hükmü
Kanun’un Geçici Madde 1 hükmü ile de aşağıdaki düzenlenmenin yapıldığı görülür:
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
- ….ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; … 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,
- …itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.
Geçici madde hükmü ile adli ve idari yargıdaki süreler 13.03.2020 tarihinden 30.04.2020 tarihine kadar durduruldu. Bu süreler, 30.04.2020 tarihli ve 31114 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 29.04.2020 tarihli ve 2480 sayılı Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair Cumhurbaşkanı Kararı ile, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreler hariç, 01.05.2020 (bu tarih dahil) tarihinden 15.06.2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar, salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere, uzatılmıştır. Ancak maddede geçen “ibraz” kelimesi ve “bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler” ifadesi, doktrinde bir kısım müellif tarafından[2], çekteki ibraz sürelerinin de hükmün kapsamında olduğu şeklinde yorumlanmakta ve dolayısıyla 13.03.2020 ilâ 15.06.2020 (bu tarihler dâhil) tarihleri arasında çek ibrazının mümkün olmadığı veya böyle bir ibrazın sonuç doğurmaması gerektiği yargısına varılmaktadır. Bu görüş kabul edildiğinde yukarıda belirtilen tarihler arasında çek hamilleri ellerindeki çekleri bankaya ibraz edemeyecekler; ibraz etseler bile bankalar karşılığını ödeyemeyecek yahut karşılık bulunmuyorsa Çek Kanunu m. 3/4 uyarınca karşılıksızdır işlemi yapamayacak; Çek Kanunu m. 3/3 uyarınca ödenmesi zorunlu asgari tutar olan 2.225.-TL ödemesini gerçekleştiremeyeceklerdir. Ayrıca ibraz yapılamadığından Çek Kanunu m. 3/7 uyarınca çekin ibrazında hesapta karşılığın bulunmasına rağmen banka tarafından ödenmemesi halinde bankanın gecikme cezası ödeme yükümlüğü ve karşılığı olan çekin bedelini ödemeyen banka görevlisinin Çek Kanunu m. 7/5 uyarınca cezai sorumluluğu da doğmayacaktır. Yine TTK m. 793/1 uyarınca ibraz süresinin geçmesinden sonra yapılan cironun alacağın temliki hükümlerini doğurması, TTK m. 799 uyarınca düzenleyenin çekten cayması, TTK m. 808 ve devamı hükümleri uyarınca hamilin başvuru hakkının doğması söz konusu olamayacaktır.
Kanun Geçici maddesi ile çekte ibraz süresinin durduğu kabul edilirse (Cumhurbaşkanı tarafından ayrı bir uzatma kararı alınmadıkça), duran süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlayacak, 13.03.2020 itibarıyla bitimine on beş veya daha az gün kalmış olan çeklerin ibraz süreleri, 15.06.2020 tarihi mesai bitiminde sona erecektir. Buna göre üzerinde yazılı düzenleme tarihi 30.04.2020 ve sonrası olan çekler (Cumhurbaşkanı tarafından ayrı bir uzatma kararı alınmadıkça) Çek Kanunu Geçici m. 3/5 uyarınca düzenleme tarihlerinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibraz edilemeyecektir. İbraz süresi 13.03.2020 tarihinde başlayan veya daha önceki bir tarihte başlamış olup da 13.03.2020 tarihinde henüz sona ermemiş olan çekler, Kanun’un Geçici m. 1 kapsamındadır.[3] Burada da TTK m. 796 uyarınca bir ayrım yapmak gerekecektir. İbraz süresi TTK m. 796/1 uyarınca 10 gün olan çekler 15.06.2020 tarihinden itibaren 15 gün uzayarak 30.06.2020 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ibraz edilebilir olacaktır.
TTK m. 796/2 uyarınca ibraz süreleri bir ay ve üç ay olan çekler için ise 13.03.2020 tarihi itibariyle ibraz sürelerinin bitmesine on beş günden daha fazla bir süre varsa, bu durumda sürenin işlemesi duracak ve ibraz süresi 15.06.2020 tarihinden itibaren tekrar kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Aksi halde bu çekler için de 30.05.2020 tarihi (bu tarih dâhil) ibraz için son süre olacaktır.
Bilindiği üzere, kanunların başlangıç hükümlerinde kanunun “amacı ve kapsamı” maddesi altında kanunun uygulanma çerçevesi çizilir ve bu madde, özellikle yorum faaliyetinde önem kazanır. Ancak Kanun’un “torba yasa” niteliği nedeniyle bu tür bir hüküm öngörülmemiştir. Bu çerçeveden bakıldığında, maddenin giriş kısmında, “Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla” ifadesine yer verilmiştir. Dolayısıyla maddenin lafzi yorumu esas alınırsa, öngörülen düzenlemenin yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi ile sınırlı olduğu sonucuna varılabilir.
Kanaatimizce, Geçici Madde 1’in birinci fıkrası altında (a) ve (b) bentleri altında sayılan sürelerin 15.06.2020 tarihine (bu tarih dâhil) kadar duracağı düzenlenmiştir. Maddede sayılan “Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler” ifadesinin kapsamı, yargılama faaliyetine ilişkin ve/veya yargılama faaliyeti kapsamındaki süreler ile sınırlıdır. Çek ve genel olarak kıymetli evrakın ibraz süreleri ise yargılama faaliyetine ilişkin bir süre olarak kabul edilemez, dolayısıyla süreler işlemeye devam edecektir ve karşılığı bulunmayan bir çek hakkında “karşılıksızdır” işlemi yapılabilecektir.
Çekte Mücbir Sebep
Çeke özel bir mücbir sebep hali TTK’da yer aldığından Kanun Geçici m. 1’de ibraza ilişkin ayrıca bir düzenleme yapılmasına gerek olmadığı da düşünülebilir. TTK m. 811/1 uyarınca “Kanunen belirli olan süreler içinde çekin ibrazı veya protesto edilmesi veya buna denk bir belirlemenin yapılması, bir devletin mevzuatı veya herhangi bir mücbir sebep gibi aşılması imkânsız bir engel nedeniyle gerçekleştirilememişse, bu işlemler için belirli olan süreler uzar”. Hükmün amacı, mücbir sebep süresince sürelerin uzatılması suretiyle hamilin ibraz gibi, kendisi için hukuken bir külfet niteliğinde olan eylem ve işlemleri gerçekleştirememesinden dolayı alacağına kavuşma imkânını kaybetmesinin ve hak kaybına uğramasının önüne geçmektir. Madde doktrinde kabul edildiği üzere keşideci için bir hüküm doğurmaz.
Maddede sayılan devletin mevzuatı veya mücbir sebep, “aşılması imkânsız engel”e örnek olarak verilmiş olup numerus clausus niteliği taşımaz.[4] Ancak, aşılması imkânsız sebebin objektif nitelikte olması gerekir. Bu husus hem maddede geçen mücbir sebep ifadesinin doktrinde yapılan genel tanımından hem de “Hamilin veya çeki ibraz etmekle, protesto çekmekle ya da aynı nitelikte bir belirlemeyi yaptırmakla görevlendirdiği kişinin, sadece kendileriyle ilgili olgular mücbir sebep sayılmaz” şeklindeki TTK m. 811/5 hükmünden anlaşılır.[5]
Covid-19 salgınının hamil açısından objektif nitelikte aşılması imkânsız bir engel olup olmadığını değerlendirmek gerekir. Bankalar, çalışma saatlerinde kısıtlamaya gitmiş veya bazı şubelerini kapatmak zorunda kalmış olsalar da, faaliyetlerine devam ettiğinden hamiller açısından aşılmaz bir engel teşkil edecek nitelikte, bankalardan kaynaklanan ibrazı engelleyici bir durum bulunmadığı söylenebilir.
Ancak İçişleri Bakanlığınca 21.03.2020 tarihinde çıkarılan 6235 sayılı Genelge uyarınca 65 yaş ve üstü, bağışıklık sistemi düşük ve kronik akciğer hastalığı, astım, KOAH, kalp/damar hastalığı, böbrek, hipertansiyon ve karaciğer hastalığı olanlar ile bağışıklık sistemini bozan ilaçları kullanan vatandaşlar ile 20 yaş altındaki hamiller açısından sokağa çıkma yasağı söz konusu olduğundan bu kapsamdaki hamiller açısından TTK m. 811/1’de belirtilen “devletin mevzuatından” kaynaklanan objektif nitelikte aşılamaz bir engelin varlığı söz konusu olabilir. Kanaatimizce bahsi geçen idari kısıtlamaya tabi olamayan hamiller açısından da Covid-19 salgını TTK m. 811 kapsamında mücbir sebep olarak nitelendirilebilir ve TTK m. 811/3 uyarınca çek hamillerinin mücbir sebebin ortadan kalkmasından sonra gecikmeksizin çeki ödeme amacıyla ibraz etmek ve gereğinde protesto veya buna eş değerde bir belirlemeyi yaptırmak zorunlulukları vardır.
Yine TTK’da düzenlenen çeke özel mücbir sebebe dayanabilmek için, çek hamilinin TTK m. 811/2 uyarınca mücbir sebebi gecikmeksizin kendi cirantasına ihbar etmeye ve bu ihbarı çeke veya alonja kaydedip, bunun altına, yerini ve tarihini yazarak imzalamak zorunluluğu vardır.
TTK m. 811/4 uyarınca ibraz süresinin bitiminden önce olmak şartıyla, hamilin mücbir sebebi TTK m. 811/2 uyarınca kendinden önce gelen borçluya ihbar ettiği günden itibaren on beş günden fazla devam ederse, çekin ibrazına ve protesto çekilmesine veya buna eş değerde bir belirlemeye gerek kalmaksızın başvurma hakkı kullanılabilir.
Sonuç
Yukarıda yapılan değerlendirme kapsamında, Kanun’un Geçici m. 1 hükmünün yargılama faaliyetine ilişkin sürelerin durmasına yönelik bir düzenleme getirdiği, kıymetli evrakın ibrazı sürelerini durdurmadığı ve çekler yönünden “karşılıksızdır” işlemi yapılmasını engellemediği, çek hamilleri açısından TTK m. 811 hükmünden yararlanılmasının mümkün olduğu düşünülmektedir.
[1] Sarıkaya, Sinan: 7226 Sayılı Kanun’un Geçici 1. Maddesinin Çeklerin İbrazı ve Karşılıksız Çek Suçuna Etkisi, blog.lexpera.com.tr (Erişim tarihi 25. 04.2020).
[2] Deynekli, Prof. Dr. Adnan: “7226 Sayılı Kanunla Yapılan Düzenlemenin Sürelere Etkisi Yönünden Değerlendirme,” 1 Nisan 2020, https://app.e-uyar.com/blog/index/478d6362-2806-49be-a6c2-89976b382794;
Paslı, Dr. Ali: “COVID-19 Salgınının Çek Hukukuna Etkisi: Güncel Koşullar Sürerken Çek İbrazı Mümkün Müdür?” 31 Mart 2020, http://www.ticaretkanunu.net/ali-pasli-covid-19-salgininin-cek-hukukuna-etkisi-guncel-kosullar-surerken-cek-ibrazi-mumkun-mudur/; Dural , Dr.Ali: “COVID-19 Salgını Nedeniyle Yürürlüğe Giren 7226 Sayılı Kanun’un Geçici 1. Maddesinin Çek Açısından Sonuçları” 9 Nisan 2020, https://blog.lexpera.com.tr/covid-19-salgini-nedeniyle-7226-sayili-kanunun-cek-acisindan-sonuclari/ (Erişim tarihi: 25.04.2020)
[3] Dural, a.g.e.
[4] Öztan, Fırat: Kıymetli Evrak Hukuku, 2. bası., Ankara 1997. Poroy, Reha / Tekinalp, Ünal: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 22. bası, Istanbul 2018.
[5] Dural, a.g.e.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.