Olağan Genel Kurulun Ne Zaman Toplanacağı Sorunsalı
Aşağıda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“6102 sayılı TTK”) 409(1) maddesi kapsamında olağan genel kurulun faaliyet dönemi sonundan itibaren 3 ay içinde yapılmasının zorunlu olup olmadığı, yapılmamasının sonuçları ile mali tabloların sermaye piyasası mevzuatı kapsamında açıklanması kısaca ele alınmıştır.
Olağan Genel Kurulun Toplanması
6102 sayılı TTK m. 409(1) uyarınca, olağan genel kurul toplantıları “her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde” yapılır. Aynı düzenleme 28.11.2012 tarih ve 28481 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde de yer alır. Anılan hükme göre “Olağan genel kurul toplantısı, her hesap dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılır. Buna göre hesap dönemi takvim yılı olan şirketlerde toplantılar yılın ilk üç ayı içinde, özel hesap dönemi olan şirketlerde ise, hesap döneminin bittiği günü izleyen ilk üç ay içinde yapılır”.
Sermaye Piyasası Kanunu’na (“SPKn”) tâbi halka açık anonim şirketlerin olağan genel kurul toplantılarının ne zaman yapılacağı konusunda sermaye piyasası mevzuatında özel bir düzenleme yoktur. Halka açık anonim şirketler de 6102 sayılı TTK kapsamında olağan genel kurul toplantılarını her faaliyet dönemi sonundan itibaren 3 ay içinde yapmak durumundadır.
Sürenin Niteliği
6102 sayılı TTK m. 409, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“6762 sayılı TTK”) m. 364’ün tekrarıdır. Doktrinde bu hükmün düzenleyici nitelikte bir hüküm olduğu kabul edilir ve bu nedenle olağan genel kurul toplantılarının 3 aylık süre içinde yapılmasının zorunlu olmadığı ifade edilir. 6102 sayılı TTK m. 409(1) düzenleyici bir hükümdür. Düzen hükümleri, işlemin niteliğine herhangi bir etkisi olmayan, bir başka haktan veya avantajdan mahrum kalma veya idari/para cezası sonucunu doğurabilecek hükümlerdir.
Yargıtay kararları incelendiğinde de, Yargıtay’ın süresi içinde yapılmayan olağan genel kurul toplantısının iptal edilebilir olmadığına karar verdiği görülür[1].
Süreye Uyulmamasının Yaptırımı
6102 sayılı TTK m. 553(1) yönetim kurulunun sorumluluğunu düzenler. İlgili maddeye göre, yönetim kurulunun sorumlu olması, kanundan ve ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusuruyla ihlal etmesine bağlıdır. Bu halde, yönetim kurulu, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına verdiği zararlardan madden sorumlu olacaktır. Dolayısıyla, yönetim kurulunun sorumluluğu bir tazminat sorumluluğudur. Tazminat sorumluluğunun söz konusu olabilmesi de bir zararın ve zarar ile kusur arasında bir illiyet bağının varlığına bağlıdır.
Genel kurulun faaliyet yılı sonundan itibaren 3 ay içinde yapılamaması halinde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebilir ancak bunun için öncelikle kusur olması gerekir. Ayrıca, yönetim kurulunun bu kusurlu davranışı sonucunda, bir zararın oluşmuş olması gerekir.
Mali Tabloların Açıklanması Kavramı
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, 31 Aralık 2012 yıl sonu konsolide mali tabloların en geç 12 Nisan 2013 tarihinde kamuya açıklanması gerekir[2]. Mali tabloların kamuya açıklanması olağan genel kurul toplantısından bağımsız bir konudur. Mali tabloların kamuya açıklanması şeffaflık ilkesi gereğince yapılan bir ilan olup, genel kurulun toplanması ve onayından ayrı değerlendirilmesi gerekir.
Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği (Seri: XI, No: 29) ve Sermaye Piyasasında Mali Tablo Ve Raporlara İlişkin İlke ve Kurallar Hakkında Tebliğ (Seri: XI, No: 1) :
İşletmeler, Seri: XI, No: 29 sayılı tebliğde kendileri için öngörülen finansal tabloları, yıllık ve üçer aylık dönemler itibariyle düzenlemek ve belirli dönemlerde kamuya açıklamakla yükümlüdürler.
İlgili tebliğin 15. maddesi uyarınca (Seri: XI, No: 1 sayılı tebliğin 49/1. maddesi de benzeri bir hükmü içermektedir);
“1) İşletmeler, bu Tebliğe uygun olarak hazırlayacakları yıllık finansal tablolarını her yıl olağan genel kurul toplantılarını izleyen 30 gün içinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlatmak zorundadırlar. Genel kurul yapılmasına bağlı olmaksızın, bu ilan en geç yıllık hesap döneminin bitimini izleyen altıncı ayın sonunda yapılır.
(2) Yıllık finansal tablolarını, Kurula ve ilgili borsaya olağan genel kurulları öncesi gönderen işletmeler, bu tablolar ile genel kurulda görüşülen finansal tablolar arasında fark bulunması halinde, ilanlarında bu farklılıklara ilişkin gerekli açıklamaları yapmakla yükümlüdürler. Ancak, bu hüküm, genel kurulun bu Tebliğde belirtilen hükümlere aykırı karar almasına yol açacak şekilde uygulanamaz…”
Yukarıda açıklanan ilgili tebliğler mali tabloların kamuya açıklanmasından bahsetmekte ve bu açıklamayı genel kurul toplantısının yapılmış olmasına bağlamamaktadır. Nitekim, mali tabloların genel kuruldan önce gönderilmiş olması ve genel kurul onayından geçmemiş olması durumunda, ilanlarda bu husus açıklanır ve farklılıklar varsa bu durum ayrıca belirtilir. Bu duruma aykırılık yönetim kurulunun sorumluluğunu gerektirir (Seri: XI, No: 29 sayılı tebliğ m. 9).
Ancak bu durum, SPKn’ye tâbi olan ve konsolide mali tablo düzenleyen halka açık şirketlerin 6102 sayılı TTK m. 409(1)’de öngörüldüğü üzere, faaliyet dönemlerinin sonundan itibaren 3 ay içinde olağan genel kurul toplantılarını yapmaları gerektiği sonucunu değiştirmemektedir.
Sonuç
Yukarıdaki açıklamalar kapsamında, mali tabloların kamuya açıklanması olağan genel kurul toplantısının yapılmasından bağımsız bir konudur ve olağan genel kurul toplantısı yapılmamış olsa dahi mali tabloların sermaye piyasası mevzuatına uygun olarak ve ilgili sürelerde açıklanması gerekir.
Şirketler 6102 sayılı TTK m. 409(1) kapsamında olağan genel kurullarını faaliyet dönemi sonundan itibaren 3 ay içinde yapmalıdırlar. Öğretiye göre 6102 sayılı TTK m. 409(1) bir düzenleyici hükümdür ve bu kapsamda faaliyet döneminin sonundan itibaren 3 ay içinde olağan genel kurul toplantısının yapılmaması sonradan yapılan genel kurul toplantısını geçersiz kılmaz.
Olağan genel kurul toplantısının faaliyet yılı sonundan itibaren 3 ay içinde yapılmaması yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna neden olabilir. Ancak, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için de, yönetim kurulu üyelerinin kusurunun bulunması ve bu kusurlu davranış sonucunda şirkete ve/veya pay sahiplerine bir zarar gelmesi gerekir.
[1] Yargıtay Ticaret Dairesi’nin 7.5.1968 tarih ve E. 2237 / K. 2661 sayılı kararı; ayrıntılı bilgi için bkz. ERİŞ, s. 381. “Ortaklık genel kurulunun ne zaman toplanacağı TTK nun 364 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Bununla beraber bu kurala uymamak genel kurul kararlarının sırf bu nedenle iptalini gerektirmez. Ancak, ilgililerin sorumluluğunu gerektirir”.
[2] 3837 sayılı Genel Mektup.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.