Şirketler Topluluğu Kapsamında Bildirim Ve Tescil Yükümlülükleri
Bilindiği gibi şirketler topluluğu kavramı, 6762 sayılı eski Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiyordu. Ticari hayatın gereklerinin hukuka da yansıtılması için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) ile şirketler topluluğu düzenlenerek hakim şirket karşısında zayıf durumda olan bağlı şirketin bağımsızlığını ve piyasada şeffaflığı gözetici hükümler getirildi.
Şirketler topluluğu TTK’nın 195 ila 210. maddeleri ile Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin (“TSY”) 105 ila 107. maddeleri arasında düzenlendi. Bu düzenlemeler ile Türk hukukunda hakimiyet ve şirketler topluluğu tanımlanırken bunların varlığına bağlı olarak kimi yükümlülük ve sorumluluklar da getirildi. TSY düzenlemesi, TTK ile aynı kapsam ve doğrultuda olmakla beraber bazı konular bakımından dikkate alınması gereken bazı hükümler bulundurur.
Hakimiyet
Şirketler topluluğu ile ilgili temel kavramlar TTK 195’te yer alır. 195 uyarınca hakimiyet bir şirketin sermayesine katılma yoluyla sağlanabileceği gibi sermayeye katılma söz konusu olmaksızın sadece sözleşmesel olarak da kurulabilir. Bir ticaret şirketinin diğer bir ticaret şirketinde doğrudan veya dolaylı
-Oy haklarının çoğunluğuna sahip olması,
-Şirket sözleşmesi uyarınca yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçilmesini sağlama hakkını haiz olması,
-Kendi oy hakları ile birlikte, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına ya da diğer pay sahipleri ile oy haklarının çoğunluğunu oluşturması veya,
-Bir ticaret şirketinin diğer bir ticaret şirketini bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tutması hallerinde ilk şirket hakim, ikinci şirket ise bağlı şirket olur.
Hakimiyetin bir veya birkaç bağlı şirket aracılığıyla kurulması durumu da dolaylı hâkimiyet olarak düzenlenir.
TTK 195 bu durumların yanında aksi ispatlanması mümkün olan bir karine de getirir. Buna göre, bir ticaret şirketinin başka bir ticaret şirketinin paylarının çoğunluğuna veya onu yönetebilecek kararları alabilecek miktarda paylarına sahip bulunması, birinci şirketin hâkimiyetinin varlığını gösterir. Şirketi yönetebilecek kararların ne olduğu konusunda bir düzenleme yoktur ve doktrin ve uygulamaya bırakılır.
Şirketler topluluğu
Şirketler topluluğu, bir ticaret şirketi ile buna doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan en az iki ticaret şirketinden meydana gelir. TTK 195 düzenlemesinde şirketler topluluğundan bahsedebilmek için bir hâkim şirket ve bir bağlı şirketin varlığının yeterli olup olmadığı konusunda açıklık bulunmuyordu. TSY ile bu konu açıkça düzenlenerek, bir şirketler topluluğunun bir ticaret şirketi ile buna doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan en az iki ticaret şirketinden meydana geleceği belirtildi.
Belirtilmedir ki TTK 195 ve TSY 107 uyarınca ticaret şirketi olmayan bir teşebbüse, doğrudan veya dolaylı olarak bağlı birden fazla ticaret şirketinin bulunması durumunda da şirketler topluluğu meydana gelir ve teşebbüs topluluğun hâkimi olur.
Bildirim ve Tescil Yükümlülüğü
TTK, bağlı şirketin hâkim şirket karşısında bağımsızlığının korunması için bazı yükümlülükler getirir. Bunlardan biri pay devirlerinde bildirim ve tescil yükümlülüklerinin düzenlendiği 198. maddedir.
TTK 198’e göre, bir sermaye şirketinin sermayesindeki pay oranlarının, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde beş, on, yirmi, yirmi beş, otuz üç, elli, altmış yedi ve yüzde yüz eşiklerini aşması veya bunların altına düşmesi sonucunu yaratan pay devirleri, payı iktisap edilen şirkete ve diğer yetkili makamlara bildirilir.
Gerekçede, şirketlerin bildirim ve tescil yükümlülüğüne yol açan katılma eşiklerinin belirlenmesinde, azlık hakları, karşılıklı katılma sınırları, hakimiyet karinesi vb. gibi olgular dikkate alındığı belirtilmektedir. Diğer yetkili makamlar, duruma göre, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Rekabet Kurumu ve Hazine gibi özel kurumlar ve hükümet kuruluşlarıdır.
TSY 107, fıkra 5 uyarınca, eşikleri aşan veya altına düşen ticaret şirketi veya teşebbüs, pay iktisabından itibaren on gün içinde payları devredilen şirkete yazılı olarak bildirimde bulunur. Bildirimleri alan sermaye şirketleri, kayıtlı bulundukları müdürlüğe bu bildirimleri, bildirimin alındığı tarihten itibaren on gün içinde tescil ve ilan ettirir.
Belirtilmelidir ki yukarıda belirlenen oranlarda pay devralınması veya elden çıkarılması halleri ayrıca yıllık faaliyet ve denetleme raporlarında da açıklanmalı ve şirketin internet sitesinde ilan edilmelidir.
Benzer bildirim yükümlülüğü, teşebbüs veya ilgili sermaye şirketinin yöneticileri bakımından da getirilmiş ve yöneticilerin, kendileri, eşleri, velayetleri altındaki çocukları ve bu sayılan kimselerin en az yüzde yirmi oranında ortak olduğu şirketlerin o sermaye şirketindeki payları ile ilgili bildirimde bulunmaları zorunlu kılınmıştır.
Eşiklerin aşılması veya altına düşülmesi halinde bildirim devre konu bütün paylar bakımından yapılır, sadece eşiği aşan paylara yönelik değildir.
Uygulamada, payları eşiğin altına düşen veya üstüne düşen şirket, payları devredilen şirkete bir bildirimde bulunur ve payları devredilen şirket de bunu bağlı bulunduğu ticaret sicili müdürlüğüne bir beyan ile bildirir. Payları devredilen şirketin beyanı ticaret sicilinde tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilir.
TSY 107’ye göre dolaylı iştiraklerin bildiriminin söz konusu olması durumunda, dolaylı yoldan eşikleri aşan veya eşiklerin altına düşen tüm teşebbüs veya ticaret şirketleri için bildirim, bunlardan herhangi biri tarafından tümü için yapılabilir. Yani örneğin hakim şirket ile bağlı şirket arasında hakimiyet başka bağlı şirketler aracılığı ile kuruluyor ise ve gerçekleşen pay devrinden ötürü dolaylı olarak birden fazla şirketin pay sahipliği durumunda değişiklik oluyorsa bildirim tek seferde tek bir şirket veya teşebbüs tarafından yapılabilmelidir.
Bildirim ve Tescil Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi
Tescil ve ilan yükümlülüğü için öngörülen sürede ilgili müdürlüğe başvuru yapılmadığı takdirde, devre konu paylardan doğan pay sahipliği hakları donar. Bu oy hakkının da kullanılamayacağı anlamına gelir. Oyların karar nisabını etkilemesi durumunda kararın geçersiz hale gelmesi söz konusu olur. Bu süre hak düşürücü değildir, tescil yükümlülüğünün yerine getirilmesi ile pay sahipliği hakları da kullanılır.
Sonuç
Bildirim yükümlülükleri, piyasada şeffaflığın sağlanmasını amaçlayarak ve kamuya açıklayıcı olması bakımından sorumluluk hükümlerinin uygulanması açısından önem kazanır. Ancak yükümlülüğe uyulmaması şirket kararlarının geçersizliğine dahi yol açabilecek olmasından dolayı önem taşır. Uygulamada tescil prosedürü bakımından sorunlar çıkmakta olduğu ve sicil müdürlüklerinin kimi zaman on günlük sürenin geçmesi gibi gerekçelerle dahi tescil başvurusunu reddedebildikleri görülmekte, bu süre boyunca pay sahipliği hakları kullanılamamaktadır. Bu gibi özellikle de geçiş döneminden ileri gelebilecek hak kayıplarının önüne geçilmesi açısından yükümlülüğün yerine getirilmesi dikkatle gözetilmelidir.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler

Hızla büyüyen ve gelişen e-ticaret sektöründeki oyuncuların davranışlarını düzenlemek amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun (E-ticaret Kanunu veya Kanun) kısa süre önce köklü bir değişime uğramıştı. 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeler ile e-ticaret...

11 Haziran 2021'de Alman Federal Meclisi, yalnızca Alman şirketlerini değil, aynı zamanda bu şirketlerin yabancı ülkelerdeki (Türk kuruluşları dahil) tedarikçilerini de etkileyen Alman Tedarik Zinciri Uyum Yasası’nı (Lieferkettensorgfaltsgesetz) ("Yasa") onayladı. 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren...

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı olan deniz ticaretine ilişkin hükümler altında dördüncü kısmı altında deniz ticareti sözleşmeleri düzenlenir. Bu bölümde düzenlenen sözleşme tipleri içerisinde uluslararası deniz taşımacılığı pratiğinde en sık kullanılan, üçüncü bölümde m.1138 vd. maddelerinde...

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) ile geniş şekilde düzenlemeye gidilen en önemli konulardan biri de örtülü kazanç aktarımı yasağıdır. Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15nci maddesinden daha geniş bir düzenleme getiren SerPK madde 21 ile düzenleyici kamu otoritesi olan...

Gelişmekte olan ticari faaliyetler ve özellikle inşaat, enerji ve madencilik alanlarında yapılmakta olan geniş çaplı yatırımlar neticesinde şirketler, güçlerini birleştirerek bu yatırımlara iştirak etmek ve gerek uzmanlıklarını, gerekse finansman imkânlarını birlikte kullanarak daha güçlü bir şekilde projelerde yer almak...

FIDIC (Fédération Internationale Des Ingénieurs-Counseils) kısaltılmış adıyla anılan Müşavir ve Mühendisler Uluslararası Federasyonu, 1913 yılında kurulmuş bir meslek örgütüdür. Üyeleri çeşitli ülkelerden usulüne uygun olarak seçilmiş müşavir-mühendis birlikleri olup Örgüt’e üyelik her ülkeden tek bir meslek birliği...


INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Anılan kuralların amacı, milletlerarası ticareti güvenli bir şekilde kolaylaştırmak ve hızlandırmaktadır...

Kural olarak sözleşmeden doğan hak ve borçlar sadece sözleşmenin tarafı olan alacaklı ve borçlu arasında hukukî sonuç doğurur. Bu prensip hukukumuzda “sözleşmelerin nispiliği” olarak adlandırılır. Genel olarak, sözleşmenin tarafları dışındaki üçüncü kişiye bir edimin yerine getirilmesinin üstlenildiği...

Dijitalleşen dünyada büyüyen ve gelişen e-ticaretin kuralları değişiyor. Önceleri dijital pazarın odak noktası olarak gösterilen e-ticaret, çok geçmeden dijital ekonominin itici gücü olarak ifade edilmeye başladı. Ancak e-ticaretin büyüme hızı ve kısa süre içinde geçirdiği dönüşüm dikkate alındığında...

Bir şirketin feshi, tescil ile kazanılan tüzel kişiliğin ortadan kalkmasına yol açarak, şirketin sona erme sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkan infisahın, özellikli bir görünümüdür. Hâkimin inşai hükmüyle bir şirketin feshine ve bunun doğal sonucu olarak sona ermesine yol açan bu özel dava türü...

Kontrol veya yönetimin bir ailenin üyelerine ait olduğu şirketler, aile şirketi olarak kabul edilir. Aile üyeleri, şirket kontrolünü sağlayan payları elinde tutabildiği gibi yönetim yetkisini de elinde bulundurur. Aile şirketleri, aile üyeleri için fırsat, güvence ve gelir demektir...

Türkiye 7 Aralık 1993 tarihli 3939 sayılı Kanun ile Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ne (“CMR”) katılmayı uygun buldu ve CMR Türkiye’de 31 Ekim 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. CMR’nin 1/1 maddesi uyarınca, tarafların tabiiyeti ve ikamet yerinden bağımsız olarak...

Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere...


Anonim şirketlerde örtülü kazanç aktarımı, geniş anlamda şirket malvarlığının ilişkili taraflara aktarılmasını konu alan ve birçok farklı görünümü barındıran bir kavram olarak karşımıza çıkar. Sermaye piyasaları hukukunda kanun seviyesinde ve...

Belirli koşulları taşıdığı takdirde ıslak imza ile aynı hukuki sonuçları doğuran elektronik imza, pek çok hukuk sisteminde kendine yer edinmiş ve ticari hayatın hız kazanmasını sağlamıştır. Farklı hukuk sistemlerinde çeşitli türleri ve uygulamaları bulunsa da elektronik imzanın...






























INCOTERMS, milletlerarası ticarette sıklıkla kullanılan ticari terimleri açıklamak için Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan bir kurallar dizisidir. Incoterms kurallarının amacı milletlerarası ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak ve bunu kolaylaştırmaktır...
















































































6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), anonim şirketleri yönetim kurulunun idare ve temsil edeceği kuralını korur. TTK, temsil yetkisinin nasıl kullanılacağını, temsile yetkili kişilerin tescil ve ilanını, temsil yetkisinin devrini ve sınırlarını düzenler. Bu ayki hukuk postası makalesi, yetkinin devri başta olmak üzere...


















































































